"TRT yetkilileri artık müsterih olabilir: Ülkemizi Eurovision'da temsil etmeye karar verdim... Evet, müzik yeteneğim kıt, kulağım kötü, genetik miras da hak getire (ailede doğru düzgün ıslık çalabilen bile yok) ama yine de içimden bir ses, Norveç için doğru kişinin ben olduğumu söylüyor (gerçi o ses de biraz detone ama olsun)." Bu satırlar, Tuna Kiremitçi'nin "Eurovision'a ben gidiyorum" başlıklı yazısından... O da bir müzik yarışması olarak Eurovison saçmalığını, kendini aday göstererek ti'ye almış. İlginç olan ne biliyor musunuz? Yazıyı okuduktan sonra "Gerçekten TRT teklif götürse Tuna Kiremitçi gider miydi?'' sorusunu aklıma getirmem. Şöyle bir düşünün... Tuna Kiremitçi önce roman yazarı olarak hayatımıza girdi. Sonra köşe yazarı oldu, albüm çıkardı. O da yetmedi "Adını Sen Koy" filminde yönetmenliğe soyundu. En son kitap yazmayı bıraktığını açıklamıştı. Kim bilir belki o da dizi oyuncusu olur. Evet, Tuna Kiremitçi'de de "Her şey olma" hastalığı var... Bence "TRT teklif etse gider miydim?" sorusunu o da kendisine sormalı.