Türkiye'nin en iyi haber sitesi
PELİN KAYA

Kampanyayı kaybetti ama halkın desteğini kazandı

Dünyaca ünlü model Bella Hadid'in Filistin'e desteği modellik kariyerinde sorunlar yaşamasına sebep olsa da sağlam duruşuyla halkın desteğini kazanmaya devam ediyor.
Hadid, 1972 Münih Olimpiyatları'nda ilk kez tanıtılan ve yeniden piyasaya sürülen SL72 model Adidas ayakkabının kampanyasının yüzü olmuştu.
Bu kampanya ile Münih Olimpiyatları'ndaki sporcular için tasarlanmış olan model tekrar piyasaya çıkarıldı.
Ama bu kampanyanın Münih olimpiyat oyunlarında yaşanan Black September olayını tekrar hatırlatması bir yana Filistin yanlısı bir model ile yapılmış olması bir anda kampanyanın dünya gündemine oturmasına sebep oldu.




Çünkü Kara Eylül olarak tarihe geçen bu faciada Filistinli bir grup 11 İsrailli atleti ve bir Alman polis memurunu öldürmüştü.
İsrail Dışişleri Bakanlığı ve Amerikan Yahudi Komitesi durumu daha da kışkırtmak için ellerinden geleni yaptı. Ancak markanın ve Hadid'in sevenleri bu eleştirilere geçit vermedi. Hadid bir anda kampanyadan çıkarıldı. Marka, konuya yönelik açıklamasında, "Trajik tarihi olaylarla bağlantılar kurulduğunun farkındayız, bunlar tamamen istemeden yapılmış olsa da neden olduğumuz üzüntü veya sıkıntı için özür dileriz" ifadelerini kullanarak her iki taraftan da özür diledi.
Yine bir kampanyada dünya devi bir markanın basiretinin nasıl bağlanabildiğini görmüş olduk.
Bunun gibi o kadar fazla örnek var ki saymakla bitmez. Sayının fazlalığından bazen aklıma özellikle yapılıyor olabileceği düşmüyor değil.

SICAK HAVA DALGASI TRENDLERİ ETKİLEDİ
Dünya çapında artan hava sıcaklıkları yepyeni bir trende kapı açtı. Bu trendin adı Heat Wave Fashion (Sıcak Dalga Modası)...
Bu trendle birlikte New Yorklu kadınlar mümkün olduğunca az giyinerek bu akımı uygulamaya başladı bile. Hatta sokak stilinde bikiniler bile giyilmeye başlandı.



Trendin başını çeken ismin de Emily Ratajkowski olduğu söyleniyor.
Yaşadığımız dönemin ve popüler kültürün getirileriyle artık çıplaklığa bahaneler aranır oldu.
Bu, yalnızca iklim değişikliğinin bir sonucu değil, aynı zamanda toplumsal değerlerimizin nasıl erozyona uğradığının en güzel örneklerinden biri.

ÜÇ MARKA KREATİF DİREKTÖR ARAYIŞINDA
Moda dünyasında şu an en çok konuşulan ve merak edilen konu, tasarımcı John Galliano'nun Chanel'i mi yoksa Dior'u mu tercih edeceği sorusu. Chanel'in kreatif direktörü Viard'ın ayrılmasının hemen ardından Galliano'nun ismi anılmaya başlamıştı. Ancak son günlerde Dior'a dönebileceği yönünde dedikodular ortaya çıktı.
Bu söylentiler boşuna çıkmaz; stratejik olarak yayılır ve moda dünyasının tepkileri ölçülür.
2011 yılında antisemitik hareketleri ve söylemleri nedeniyle Dior, Galliano'nun sözleşmesini iki gün içinde feshetmişti. 13 yıl süren bu uzaklaştırma süresinin ardından, Galliano'nun Dior'a geri dönme ihtimali konuşulmaya başlandı.



Tasarımcının Maison Margiela ile beş yıllık sözleşmesi ekim ayında sona eriyor. Ve yenilenmeyeceği düşünülüyor.
Galliano şu an sessizce sözleşmesinin kurallarını bozmadan sessizce bekliyor.
Belki de moda tarihinin en görkemli geri dönüşü veya yeni bir Chanel dönemi bizi bekliyor.
Söylemleri nedeniyle kariyerinin zirvesinde, 13 yıl kaybeden ancak yeteneği hakkında hiçbir zaman tek bir şüphe duyulmayan tasarımcının Margiela'da sunduğu son koleksiyonu moda otoritelerinden tam not almıştı.
Peter Hawkings'in Tom Ford'dan görevi devralmasının üzerinden henüz bir yıl bile geçmeden kreatif direktörlük görevinden ayrılacağı duyuruldu. Geçen yıl Tom Ford'u satın alan Estée Lauder Companies, bu haberi doğruladı.
Şirket, 2025 ilkbahar- yaz koleksiyonunun planlandığı gibi eylül ayında Milano'da sunulacağını açıkladı.
Yeni kreatif direktörün isminin ise yakında duyurulacağı belirtildi.
Peter Hawkings'in markadan neden ayrıldığı konusunda henüz net bir bilgi yok. Hawkings'in markaya yeni bir soluk getirememiş ve heyecan katamamış olması ayrılık sebebi olabilir.
Uzun yıllardır markada olan bir isim olarak, markaya kendi imzasını taşıyan bir özellik kazandıramamış olması bu ayrılığın sebeplerinden biri olarak görülebilir.

KADINLARI PARLATAN PRÖMİYER
Haftaya Deadpool & Wolverine filminin prömiyeri damga vurdu desem abartmış olmam. Sebebi de Blake Lively ve Gigi Hadid'in kırmızı halıya beraber katılması idi.



İki yakın arkadaş filmin ana karakterlerini temsil eden renklerde kıyafet giyinerek prömiyere katıldı.
Lively Deadpool'u, Hadid Wolverine'i temsil etti. Gigi Hadid Miu Miu'nun en bilindik kıyafetini en ufak stil dokunuşu yapmadan alıp giymiş. Blake Lively ise Atelier Versace imzalı alaturka bir tulum tercih etmiş ama fiziğini de iyi göstermiş.




Lively'nin eşi Ryan Reynolds'ı desteklemek amaçlı katıldığı çok belli. Hadid'in neden Hugh Jackman'ı temsilen katıldığının cevabını kimse bulamadı. Artık filmlerin galalarının filme katkısına da önem veriliyor, bunun için sıkı bir çalışma yapılıyor. Bu galanın verdiği mesaj da "erkeklerin süper kahramanlığı ancak ekranda geçer, gerçek hayatın kahramanları her zaman kadınlardır" olsa gerek.

ALIŞVERİŞ ALIŞKANLIKLARI, MAĞAZA DAVRANIŞLARI YILIN MARKASINI BELİRLEDİ
Lyst şirketinin en iyi ve en sevilen moda markalarını belirlediği raporunda 2024'ün ikinci çeyreğine dair sonuçlar yayınlandı.
Bu araştırmalar yapılırken milyonlarca müşterinin çevrimiçi alışveriş alışkanlıkları, binlerce mağaza davranışları ve satın alma işlemlerinin göz önünde bulunduruluyor.



Loewe markası, Miu Miu ve Prada markalarını geride bırakarak dünyanın en gözde markası unvanını yeniden kazandı.
Kreatif direktör Jonathan Anderson'ın yönetimindeki marka, yaratıcılık, zanaat ve kültürel etkileşimin kodlarını mükemmel bir noktaya getirdi. Bu çeyrekte Loewe, Met Gala'nın sponsoru oldu, başarılı işbirliklerine, ters köşe kampanyalara imza attı. Zendaya, Ayo Edebiri, Daniel Craig ve Jonathan Bailey gibi ünlüleri giydirdi. Challengers filmi için özel olarak tasarlanan kostümlerle büyük bir sükse yakaladı.
Miu Miu ve Prada her ne kadar en üst sıralarda yer alsalar da, zirvedeki konumlarını koruyamamış olmalarının nedeni yeterince yenilikçi bir sezon geçirememeleriydi.



Miu Miu, yıllar önce keşfettiği kolejli kız trendinin ekmeğini yemeye devam ediyor. Ancak günümüzün hızlı modasında zirve, kalıcı trendler yaratabilenlere ev sahipliği yapıyor.
Balenciaga'nın günümüz tarzıyla ilk 20'de bile yeri olmaması gerekirken, ilk 10'a adını yazdırması moda dünyası açısından üzücü bir durum. Marka, en ufak bir rafine zevk katmıyor sadece günümüz jenerasyonuna doğru pazarlama yaptığı için başarı sağlıyor.
Zendaya ile iş birliği sayesinde tanıdığımız spor giyim markası On, bu çeyrekte "Top 20" dışında en hızlı yükselen marka oldu. 2021'de piyasaya sürülen marka yaşayan efsane tenis yıldızı Roger Federer ile yaptığı popüler iş birliği sayesinde dünya çapında artan talep ile pazarda kendine bir yer edindi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA