Bu hafta 'Can boğazdan gelir' ana fikriyle devam edip bir mekanı daha kaleme alıyorum. Ki ben bu mekan işlerine pek girmem. İnce eler sık dokurum, sonra beğenmezse kızar okurum!
Deniz ürünü seviyorsanız ve farklı bir lezzet yolculuğuna çıkmak istiyorsanız, hadi buyrun hatta koşun diyebileceğim bir restoran, Ortaköy'deki Capricorn.
BALKABAKLI HAMSİ
Bizde balık denince aklımıza Boğaz hattına sıralanmış balıkçılar geliyor. Hep aynı tatları yemekten bıkmamışız herhalde, her yerde aşağı yukarı aynı mezelerle başlıyoruz: Patlıcan salata, yoğurtlu semizotu, börülce, varsa iyisinden lakerda... Ara sıcaklar; kalamar tava, midye, karides güveç... Aynı, aynı ve de aynı.
Capricorn, benim gibi bir deniz ürünleri aşığı için cennete uğrayıp çıkmak gibi oldu desem abartmış sayılmam. Önce bir korkarak gittim.
Yani şık, kasık, kıyafet zorunluluğu taşıyan ortamlardan uzak duruyorum. Rahatlıkla lezzeti buluşturanın önündeyse saygıyla eğiliyorum.
Hiç de beklediğim ölçüde kasık çıkmadı Capricorn, bu biiiiir. Öğlen yemeğinde, bir jean ve kazakla rahat rahat gidilebilir.
Şef Fehmi Samancı döktürmüş; mönüden tavsiyelerimi büyük bir iştahla anlatabilirim.
Başlangıçlarda kalamar carbonara güzel bir tercih. Carbonara sosunda ince kesilmiş kalamarlar şaşırtıyor ve tadıyla gülümsetiyor.
Bir numaramsa, çekirdekli ve soğan turşulu kılıç lakerda... Denemeden restorandan çıkmayın. Kuzu kulağı yatağında hardal soslu levrek ceviche ise iki numaram.
Balkabaklı hamsi ille de denenmeli. Mavi yengeç ve deniz ürünlü spagetti de alkışları toplar.
Capricorn'a sadece makarna keyfi için bile gidilir. Bahar gelince, dışarıda denize sıfır keyif için daha da güzel gidilir. Ah bahar, gel artık.