Pazartesi günkü yazımda, dört ay evli kalıp boşanan sunucu Seda Akgül ile konuştuklarımı yazmıştım. Ayrılık nedeninin; eşi tarafından ezilmesi ve güçlü kadın duruşunun karşılığında ilgisizlikle cezalandırılması olduğunu söylemişti Akgül. (Tipik bir hikaye...) Fakat onun sözleri intikam ateşi değildi.
Şapkayı önüne koymuş, niçin bunları yaşadığını düşünmüştü. "Benim söylediklerimi yapın, yaptıklarımı yapmayın" diyor ve "Seni mutlu etmeyen, meşgul de etmesin" buyuruyordu. Yazı üzerine bir okur, mektubunda şöyle diyordu: 'Bir güçlü kadındır tutturmuşsunuz, kimsiniz yani siz, Michelle Obama mı? Nedir bu güçlü kadın, hadi oradan!'
Kendisine hemen cevap veriyorum: Güçlü kadın; kadının varlığını görmezden gelmeye çalışan, ona ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapan, ona cinsel obje, erkeğin kölesi, çocuğun anası sıfatları dışında bi'şeyi layık bulmayan, sisteme baş kaldıran kadındır. Güçlü kadın; sevdiklerine bağlı ama kimseye bağımlı olmama gayretindeki kadındır. Çalışır, parasını kazanır, iş dünyasında savaşır. Hayalleri vardır ve onları kovalar. Yaratıcıdır, pes etmez, geri çekilmez, yılmaz, vazgeçmez. Güçlü kadın, köşesine oturup ona bir rol verilmesini beklemez. Güçlü kadın, isteklerini dile getirir. Onu mutsuz eden durumları düzeltmeye gayret eder. Hakkını teslim etmeyenlere eyvallahı olmaz. Güçlü kadın kendini geliştirir, okur, anlatır, dinler. Güçlü kadınlar, hayat amaçlarına sımsıkı tutunur, kendilerini sever ve değer verirler. Zarar gördükleri yerde daha fazla durmaz, çekip gitmekten ve yeniden başlamaktan korkmazlar.
İşte tüm bu sebeplerden dolayı da birileri, güçlü kadınlardan rahatsız olur. Ama biz, verdiğimiz rahatsızlık için özür dilemeyecek ve çoğalmaya devam edeceğiz. O zaman cuppa, cuppa, cuppa!