Cuma gecesinden beri hep beraber duygu karmaşasında rekor kırdık. Korku, hüzün, endişe, kaygı, uykusuzluk, yataktan fırlayarak kalkma, isyan...
Diğer yandan müthiş birlik-beraberlik, demokrasiye ve ülkemize sahip çıkma hali. Kafamızda onlarca cevap bekleyen soru...
Gün boyu içimizde susmak bilmeyen şu üçlü:
Ne olacak şimdi?
Ne yapacağız?
Bizi neler bekliyor?
Bunların cevabı bende yok; gözüm haberlerde, gözüm gazetelerde, gözüm haber sitelerinin son dakika gelişmelerinde.
Herkes gibi ülkemizin geleceği, bize yapılanlar ve o çirkin kalkışma dışında düşünebildiğim başka bir şey yok. Fakat inandığım tek bir şey var; o da, birbirimize kenetlenmemiz, birbirimize inanmamız, tek yürek, el ele, yürek yüreğe olmamız gerektiği.
Özellikle sosyal medyada sık sık görüyorum ki; yaşadığımız olağanüstü günlerde bile hâlâ birileri birilerinin canını acıtma derdinde, hâlâ 'Fırsat bu fırsat seni ezeceğim, sana hakaret edeceğim' telaşı var. Olmasın, birlikte çok iyiyiz çünkü... Biz birbirimizi sevdikçe, haklarımıza saygı duydukça, birbirimize anlayışlı yaklaştıkça çok güçlüyüz çünkü. Artık kavgaları, didişmeleri, rekabetleri, taraf tutmaları bırakalım, ne dersiniz?
Birlikte çok güzeliz, birlikte yıkılmayız çünkü.