Canlı yayında birbirilerine girdiler! Çarpıcı açıklamalarda bulundular! Kadın: "Sen bana kocalık mı yaptın?" dedi. Erkek: "Sen vücudun bozulmasın diye bebeğimizi aldırdın!" Oh suyundan da koyalım, reytinglere doymayalım. Sesler yükselip, kocaman kocaman laflar edildikçe durmayalım, stüdyoda alkışı basalım. Utanmayalım, sıkılmayalım da verelim gazı, şunları kapıştıralım. Önce gözümüzü ekrandan ayırmadan izleriz sonra demli çayımızı koyar arkadaşlarla çekiştiririz.
HATİCE VE RAMİZ...
Yaşasın başka hayatları ayıplayarak kendimizi onaylama sevdası! Yaşasın! Ekranlara çıkıp kocamızı, karımızı cümle aleme deşifre edip gündeme gelmenin dayanılmaz reytingi. Yine bir, senaryo aynı oyuncular farklı durumu. Sabahları gazetede olduğumdan eşsiz sabah programlarını kaçırıyorum. Tabii skandalı bol haber çabuk yayılıyor. Arkadaşımdan telefon "Sacit Aslan com'a gir, Hatice ve Ramiz'i izle" Sacit Aslan nokta com diye bir sitemiz de var yani... Logosu aslandan! Hırrr! Şarkıcı Hatice ve kocası Ramiz 'Sabah Sabah Seda Sayan'da kapışıyorlar. Önce kız tarafı sakin, telefona kocası Ramiz Özbay bağlanıyor... Seda Abla soruyor "Ramiz ne diyeceksin?" Ramiz Bey "İkimiz de bu evliliği kurtarmak için çok uğraştık" deme gafletinde bulunuyor. Sen misin bunu diyen! Kocaya dört yıldır kurula kurula patlayacak yer arayan Hatice sazı eline alıyor: "Sen neyle uğraştın yaaa! Söz verdin psikoloğa gideceğiz diye, bir kere gitmedin."
HANIMEFENDİ, BEYEFENDİ
Ramiz: "Konuşabilir miyim acaba, susmuyor hanımefendi. Ben onunla ilgili kötü şeyler söylemem." Araya girmem lazım. Şu sevgiliye, kocaya 'hanımefendi, beyefendi' denmesine sinir oluyorum. Sen adamlakadınla seviş, öpüş, kavga et, aynı evde yaşa sonra da millet sorunca 'Adının peşine Hanım- Bey' ekle. Çok kibarsınız şekerim! Hatice: "Söyleeee, ben seni sevmekten başka ne yaptım? Maddi manevi sen bana kocalık mı yaptın Ramiz Bey?" (Eyvahlar olsun!) Hatice kayışı kopardı bir kere, hızını kesemiyor. "Beni bırakıp Bodrum'lara gitmedin mi? (Şu Bodrum'da ne varsa, giden adam geri gelmiyor, en azından tek parça). Benim raporum var sen ne diyorsun. (Şimdi de rapor çıktı, yandık!) Hiç konuşma boşuna!" (Adam 'gık' demedi ki) Stüdyoda alkış kopunca Hatice delirip ayaklara kalkıyor. Seda Abla, sabah sabah "Sakin ol" buyuruyor. Hatice ayakta elini kolunu sallayarak "Benim ağzımdan çıkan her söz bomba olur Seda Abla, ama boş ver!" Sizce Hatice boş verdi mi? Tabii ki hayır! Aynı gazla devam. Onu Reina'ya gitmedi diye gecenin üçünce Balmumcu'da arabadan indirdiğini anlattı: "Yeter artık aşk mı kaldı Seda Abla?"
SEDA ABLA TERAPİST Mİ?
Stüdyoda yine alkış! Bu neyin alkışı a dostlar. Kimi alkışlıyorsunuz, aşkın kalmamasını mı? Mutsuzluğu mu? Hayatınıza gelen eğlenceyi mi? Neyi? Kimi? Ve olay Ramiz Özbay'ın internet sevdasına kadar geldi. Hatice: "Yahu sen çocuk musun kardeşim, facebook ne demek? MSN ne demek? İhanetlerini de biliyorum da sustum! Sana aile gibi yaşayalım dedim geri zekalı! Senin yüzünden kafamda saç kalmadı." Sonra Ramiz Beeyyyy "Sen de bebeğimizi aldırdın" topuna girdi ve benim bünyede bu muhabbeti daha fazla çekecek hal kalmadı. Şimdi sorularım şunlar sevgili okur. İnsan iyi ya da kötü, uzun ya da kısa, aynı hayatı paylaştığı 'sevgilim' dediği kişiyi nasıl böyle saygısızca harcayabilir? Seda Sayan ne zamandan beri aile terapisti oldu? Ne yaşarsan yaşa ne çekersen çek, milyonların önüne çıkıp kendini niçin meze edersin? Bu ne model bir ruh halidir? Ey seyirci; iki insanın çürümüşlüğünü, çaresizliğini, çökmüşlüğünü izlerken nasıl keyif alırsın! Neden alkışlarsın? Sizce de durum çok acıklı değil mi?