Hisar konserlerine nihayet ayak bastım. Geç oldu ama güzel oldu. Çarşamba akşamı Nil Karaibrahimgil hepimizi kudurttu. E biz bekar kadınlara ne lazım? Onun enerjisi lazım. Sevgilisine kızan kadınlara ne lazım? Onun sözleri lazım! Mesela 'Ben sana kek yaptım, sen bana kelek yaptın' diye avaz avaz şarkı söylemek lazım. Pekiii yeni ayrılan kadınlara ne lazım? Tabii ki de onun dalgacı ruhu lazım. Yani bize fena halde Nil lazım. İki kız hemen Rumeli Hisarı'nda yerimizi aldık. Çıldırmaya hazırız! Gelin görün ki tipik yurdum konserleri havası burada da hakim. Madem para verdin, biletini aldın, bu gecenin bu konsere ayırdın şu ağır havandan da bir ayrılıp gelsen. Şarkı söylesen, ayağa kalkıp dans etsen, kendinden geçsen, kurtlarını döksen olmaz mı? Hayat zaten yorarken, iki saati kendine ayırsan, kalıplardan kurtulsan, anın tadını çıkarsan çok mu ayıp? Hep aynı lise doğum günü partisi havası... Evin salonu itinayla hazırlanır, kuru pastalar yan yana dizilir, müzik açılır ama herkes koltuklarda karpuz gibi oturmaktadır. İki saat öylece birbirinin yüzüne bakılır. Son yarım saat bünye açılır ve tam o sırada da annen seni almaya gelir. Bizim konserler de o hesap, son on dakika eğleniyoruz. Nil'in enerjisi yine tavanda, şarkılar zaten bizim! Bütün konser yerimde durmuyor, dans ediyor, şarkı söylüyor, ter içinde kalıyorum. Nil de sonunda plaketimi veriyor "Ayşe'yi yılın seyircisi seçiyorum" diyor. Ben de bu konseri yılın konseri seçiyorum. Ve diyorum ki hadi siz de ilk gittiğiniz konserde yılın seyircisi olun! Bakın nasıl da rahatlayacak, yenilenmiş hissedecek ve en önemlisi çok eğleneceksiniz! Oturmayııın! Hadi ayağa kalkın!