Ağlamak pek güzeldir. Üzülür ağlarsın, mutluluktan, sinirinden ağlarsın, korkar ağlarsın, ayrılır ağlarsın. Ağlarsın da ağlarsın... Misal benim bünyede gözyaşı durmaz. Geldi mi, gözyaşlarını koyverip gidenlerdenim. Önce içim daralır, sonra dudağım titrer, gözlerim kısılır. Kafayı da öne eğdim mi, kim tutar beni! Ne gocunur, ne utanırım gözyaşlarımdan.... Dün sabah GÜNAYDIN'ı elime aldım ki, bu kez sıra Deniz Akkaya'da. Sevgilisiyle Çeşme'ye tatile gitmiş, yemekte gözyaşlarını tutamamış Deniz. Olur, olur. Tam o sırada magazin programı 'Özel Hat' da çekmiş mi? Çekmiş! Bir karede gözyaşını siliyor, diğerinde parmağı havada bir şeyler anlatıyor. Sonuncusunda da iki eliyle saçlarını tutuyor Deniz. Çıkan sonuç: Aşıklar kavga etti!
'BEN MANYAK MIYIM?'
Bakalım ne oldu? Deniz Akkaya'yı arıyorum. Zırrr! Zıırr! Aloooo! Deniz habere kızgın: "İki insan konuşurken ne konuştuklarını duymadan 'kavga ettiler' demek ne kadar ayıp!" Ama görüntü bu! Ortak bir arkadaşları hastaymış ve ondan bahsediyorlarmış. Öyle diyor Deniz. Ya elini başına götürdüğü kareler için ne diyecek? "Ben manyak mıyım? Ben köylü müyüm ki, çıldırayım? Hem bizim köyde öyle üzülmüyor, saçımızı başımızı yolmuyoruz biz. Magazin basını iki günde bir kavga ettirip, 3 günde bir boşattırır ya; öyle bir haber bu." Saç baş yolmak demişken aman! Derim ki; büyük konuşmamak lazım. İnsanın başına öyle şeyler gelir, öyle çileden çıkar ki; bir bakmış kafada saç kalmamış. Bu da benden not olsun ey okur! Son olarak Efe Önbilgin'le ilişkisinin nasıl gittiğini soruyorum Deniz'e. "Keyfim yerinde. Sevgilimle aram iyi! Efe'yi çok seviyorum hatta hayatımda kimseyi sevmediğim kadar seviyorum. Beni bu kadar seven bir insan beni üzmez. Efe'yi tanımadan, bilip bilmeden yazıyorlar işte" diyor. Ben de kendisine mutluluklar diliyorum. Tabii ünlü olunca kavganı da, aşkını da gizli yaşayamıyorsun. Maalesef bu bedeli ödemeden olmuyor. Oysa gözyaşı da, kavga da o kadar insani ki... Yani Deniz'in bu kadar üzülmesine gerek yok bence.