Hep söylerim: ev alma başkan al! Benim evim tam Beşiktaş Belediyesi'nin orada. Sempatik, girişken ve çalışkan başkanımız İsmail Ünal da komşum sayılır yani. Hatta bir kere arkadaşım İsmail'i aradığımı sanıp İsmail Ünal'ı aramış "Alooo İsmail! İsmail!" çekmişliğim bile var. Ay ne rezillikti! N'apalım beşer şaşar! Neyse, başkanımıza dönersek hele yaz geldi mi; Kuruçeşme Arena konserleri, açılışlar, ortaya karışık türlü türlü etkinlikler derken sık sık karşılaşırız.
KESTİRECEK Mİ?
Geçen akşam da Akaretler'de İtalyan restoranı Pastarito'nın açılışı vardı. Şöyle kırmızı halılı, müzikli ve çok havalı bir açılıştı. Harika bir bahçesi var Pastarito'nun. Ağaçlar, çiçekler, böcekler arasında parmak yalatan yemekleri de tabii. Ayıptır çiziktirmesi karnım aç, koştum peynir büfesine. Ah! Kimleri göreyim? Başkanım İsmail Ünal! Başladık beraber büfeyi gezmeye. Başkanım iki parça peynir ve üzüm alıyor. Sanırım formunu böyle koruyor. Yine zinde, yine güleryüzlü, yine ağzından bal damlıyor valla. Karınlar doydu. Sıra açılışa geldi. Yanımda bu kez Güneri Civaoğlu... Ben de pek şanslıyım canım! Bir yakışıklıdan diğer yakışıklıya... Pastorito'nun ortaklarından Ebru Keser Erda açılışı yapacak. Dedi ki; "Bizde açılışta kırmızı kurdele kesilir fakat İtalyanlar'da ev sahibi erkeğin kravatını keserler. Sayın İsmail Ünal da ev sahibimiz sayılır." Güneri Bey'le iddiaya giriyoruz, başkan kravatı kestirecek mi, kestirmeyecek mi? Dedim, "Benim başkanım kravata takılmaz, kestirir", Güneri Bey, "Valla belli olmaz" derken İsmail Ünal gülmeye başladı, "Yoook! Kestirmem, manevi değeri var kravatımın!"
Sonuç: Pastarito'nun İtalyan ortaklarından birinin kravatı kesildi. Başkanımız kravatı kaptırmadı yani. En büyük başkan bizim başkan!