Haftanın bombası belli! Tesettür giyim firması 'Tekbir Giyim'in defilesi ve defilenin mankenlerden daha çok dikkat çeken izleyici kitlesi... Vakti zamanında başını örtmek herkesin kendi tercihidir dedik, saygılardan bir demet sunduk. Mevzu o değil yani! Bazıları boşuna e-maillere yüklenmesin! Mevzu şu; defile sırasında çekilmiş şu aşağıdaki fotoğraf sizi de deriiiin derin düşündürmedi mi?
File çorap, kırmızı ruj...
Baksanıza defileyi izlemeye gelen tesettürlü ablalarda dikkat çekmek adına yok yok! Misal fotoğraftaki genç kızımızda durum şu: Türbana iliştirilmiş Swarovski broş, renkli lens, burunda hızma, Diesel'in en dar kesimli jeani, ayakta 'Alooo görmeyen kalmasın ben de buradayım' diye çığıran sapsarı Converse'ler, profesyonel bir elden çıktığı her halinden belli, parlak rujlu makyajlar filan ama kafada türban! Muhafazakarlar tabii... Rüküşlükte birinci genç kızın yanındaki orta yaş civarı hanım da hadiseden geri kalmıyor. Kırmızı hafif dekolteli bir elbise, bacakta file çorap, dövme kaş, kırmızı ruj ve dantel eldivenler! (Tü tü tü maşallah!) Ama yine kafada türban var! Tamamen inançlarından... Şimdi bu ikilinin yanına mini etekli fıstık gibi bir genç kız koysan, kimse kızın yüzüne bakmaz! Öyle dikkat çekiyorlar ki... Ve galiba giyimlerine onca mesaiyi de bunun için harcıyorlar. Maalesef! Sonuç: Uyum; sıfır! Estetik; sıfır! Modayı yakalamak da sıfır! Fakaaat odak noktası olmayı başarmak 10 üzerinden 10!
Biri şu işe el atsın!
Neyse gelelim Tekbir Giyim'e. Defileden önce salonun bir kenarında namaz kıldırarak moda tarihine geçen firma, Alman modacı Heidi Beck'i transfer etmiş. Heidi Beck'i tanımam? Kendisinin adını duymuşluğum da yok! Elde şöyle bir açıklama var: "Beck'i Galatasaray'a Alman ekolünü getiren Derwall'e benzetiyoruz. Gençleri düşünmek lazım. Hedef; dünyada bu modanın öncüsü olmak..." Düşünce pek güzel! Güzel de ben gördüğümü bilirim; kıyafetler bir felaket! Modayla, gençlikle yakından uzaktan alakaları yok! Son derece rüküş! Berbat! Oralarda bir yerde tesettür modasına el atacak, modadan anlayan, kadınları hediye paketine çevirmeden giydirebilecek, zevk sahibi bir modacı yok mudur? Bu işler bu kadar zor mudur? Ayrıca şu fotoğraftaki kadınların evlerinde ayna yok mu?