Bu sefer Bağdat Caddesi keyfi benden. Nişantaşı'na taşındık taşınalı caddeyi unuttuk. Geçen pazar, hazır hava da güzelken, geçiverdim karşıya. Kankalarım Ayben ve Seda ile Suadiye ışıklarda buluştuk. Tişört üstü mont durumlarındayız. Tutturdum Starbucks'dan Ahududulu Frappuccino isterim de isterim. Şöyle cadde turu atarken, hüp hüp hüpletmece... Tam Starbucks ufukta gözüktü Seda'dan çığlık; "Aaa cebimi evde bıraktııımmm!" Aman koş al, Allah hiçbir genç kızı cepsiz bırakmasın e mi... Ayben'le daldık Starbucks'a. Ramazan pidesi kuyruğu halt etsin. Çare yok dedikodu yapacağız. Ayben "Ayy bak bak...", "Ne var ya?", "Bebeği gördün-müü?", "Valla gördüm de bize ne kızım?". Efendim bebiş çok tatlıymış, o da bebek istiyormuş falan fıstık. Ben dondum bakıyorum tabii. "Ayboşcum tabii tabii hemen doğur, sonra iş güç yan yatsın, eve kapan, gel benim başımın etini ye, hem önce evlenmen lazım, evlenmen için sevgili lazım... Bilmiyorum yanii." Bu arada tahminim dünyanın en yavaş Starbucks'ındayız. Önümde üç kişi var, 20 dakikada bir gıdım gidemedik. Daha da beteri, kasiyerler laflamaktan elindeki fişi müşteriye veremiyor. Şeytan atla çek fişi diyor ya... Ayben'den incilere devam... "Ayşe, hani şimdilerde yemek kursları var ya, hafta sonları gidip yemek pişiriyorsun. Çini, İtalyanı, Meksikası falan...", "Eee?", "Kesin yazılcam birine." Neymiş? Yemek kursları modaymış... Şimdi de hamilelikten, evin analığa terfi ettik. Aslında Ayben'in yemek kursu hiçbir şey. Londra'da yaşayan arkadaşım Özge sırf moda diye Yahudi olmuştu... Moda diye yani moda! Neyse... Gloria Jeans kapılardan taşmış, takıcılar yollara dökülmüş, çıtırlar saçları salmış, dükkanlar dolmuş taşmış... Cadde süper... Ama benim favorim yeni açılan Suadiye'deki D&R oldu. Öyle tatlı yapmışlar ki. Kitaplar bas bas "Beni al" diye bağırıyor. Dergi köşesi, DVD köşesi, CD'ler... Tek eleştirim yabancı CD'leri türlerine göre ayırmamalarına olacak. Hepsi rock&pop adı altında... Jennifer Lopez'in yeni albümünü ve Jay Z-Linkin Park düetini kaptım. Jennifer'ınki idare eder, Jay Z-Linkin Park müthiş.
Nerede Nişantaşı'nın soğukluğu, nerede caddenin cıvıl cıvıl sıcaklığı.
Hem buranın insanları güzel. Öyle milleti süzüm süzüm süzmek yok. Takıp takıştırmak, moda dergilerinden fırlamış gibi dolanmak yok. İnsanlar gülerken cidden gülüyor. Bütün kafelerin servisleri, yemekleri ve fiyatları güzel. Biz bu sefer Suadiye'deki Saloon'da yedik. Uzun zamandır methini duymuştum. Dedikleri kadar varmış. Şiddetle tavsiye ederim. Atmosfer sıcacık, koltuklar pufuduk, yemekler özellikle pizzalar nefis. Ha bir de kahveyle verilen fındıklı votka... Ahh ah bu cadde başka. Havalar ısınsın da bir tur daha atarız artık...