Derler ya 'dünyada eşi benzeri yok' diye... Bu cümlenin net karşılığının Türk milleti olduğunu söylemekte hiçbir sakınca yok... Niye böyle düşündüğüme gelecek olursak yaşadığımız bu deprem afetinin ardından günlerdir devleti ile el ele veren Türk milletinin yaptıklarını düşünürsek durumu çok daha net anlamış oluruz. Dün nasıl ise bugün de böyle oldu ve yarın da inşallah böyle olacak! Edirne'den Kars'a yüce milletimiz seferber oldu. Devlet, deprem afetinin ilk dakikalarından itibaren deprem bölgelerinde AFAD, Kızılay, TSK ve diğer kuruluşları, onlarca bakan, vali, kaymakam, kurum ve kuruluşları ile milletine hizmet veriyor. Bu güzel birlikteliği dünyanın başka milletlerinde görebileceğimizi sanmıyorum.
100 BİN KİŞİ GÖÇ ETTİ
Depremin 17. gününde Kahramanmaraş'ın Elbistan ilçesine gittik. 6 Şubat tarihinde 7.6 büyüklüğünde ikinci büyük depremin yaşandığı merkez üssüne... İlçedeki konutların 3'te 2'si yıkıldı, 925 vatandaşımız depremde hayatını kaybetti Elbistan'da... Köylerde durum iyi... Yıkılan binaların çoğu da altı dükkan olup kolon kesilen yapılar... Nüfusun 100 bine yakın kısmı deprem sonrası şehri terk edip göç etmiş... Arama kurtarma çalışmaları sona ermiş, enkaz çalışmalarının yapıldığı Elbistan'a 'Fahri Elbistanlı' olan sanatçı Irmak Arıcı ve yapımcı Murat Işılak ile birlikte gittim. Ankara üzerinden saatlerce süren bir araba yolculuğu ile...
'BU GÜNLERİ AŞACAĞIZ'
İlk olarak afet koordine merkezinde, Elbistan ilçesine koordinatör vali olarak görevlendirilen Aksaray Valisi Hamza Aydoğdu ile bir araya geldik. Vali Aydoğdu, ilk günden itibaren Elbistan'da olağanüstü mücadelesi ile vatandaşın gözdesi halinde... Herkes ile tek tek ilgilenip sahada koşturuyor. Kent merkezinde ve sanayi bölgesinde işyerlerini açan esnaftan söz edip normalleşmeye başladıklarını anlattı Vali Aydoğdu, "Bu millet öyle bir millet ki... Bu zorlu süreci el ele Allah'ın izniyle aşacağız" dedi.
'BİLGİ KİRLİLİĞİ VAR'
Ardından Elbistan Belediye Başkanı Mehmet Gürbüz ile sohbet ettik. Gürbüz, bunca insanımızın vefat ettiği böylesine zor bir günde mücadele ederlerken bir yanda da sosyal medyadaki bilgi kirliliği ve dezenformasyonla uğraştıklarını belirtti. Gerçekten zor bir durum... Özellikle deprem bölgesinde yaşadığımız bu günlerde yapılan bu kirli algı ve bakış açısının elbette gün gelip hesabı sorulacaktır, bundan hiç şüphem yok...
ÇOCUKLAR IRMAK ARICI'YI GÖRÜNCE ÇOK MUTLU OLDU
Koordine merkezinin ardından Millet Bahçesi'ne AFAD'ın kurduğu 8 bin kişinin kaldığı çadır kente gittik. Erişim Sağlayıcıları Birliği Genel Sekreteri Ömer Faruk Sorgun ve ekibiyle çay içip sohbet ettik. Alanda canhıraş mücadele içerisindelerdi... Çocukların gözlerindeki mutluluğa da tanıklık ettik. Erva ile Gözde, çadırların arasında Irmak Arıcı'yı gördüklerinde sevince boğuldu. Aileleri, Arıcı'yı çadıra davet edince duygusal anlar yaşandı...
3 BİN DEPREM MAĞDURU PSİKOTERAPİ GÖRÜYOR
Depremzedelerin istediği tek şey sevgi ve moral... Onun dışındaki her şey bölgede var. Kiminle konuştuysam herkes yalnız, tanıdık bir yüz, yaslanacak bir omuz, dertleşeceği insan arıyor... Sevginin iyileştirdiğini, umutların yeşerdiğini, yaraların sarıldığına tanıklık ettik. Devletimiz bölgede her kurum ve kuruluşu ile sahada yardım ve nöbette... Milletimizin duası ve yardımları bölgede... Emniyet güçleri 24 saat dönüşümlü nöbet tutuyor. Aşayiş berkemal yani... Yanımızdaki götürdüğümüz malzemeleri vermeye çalıştığımız vatandaşın sözleri bölgedeki durumu özetleyen cinstendi: "Burada, yemek, palto, çocuk bezi, temizlik malzemesi gibi acil ihtiyaçlara para ödemiyoruz. Çünkü devletimiz her şeyimizi karşılıyor. Bizim tek eksiğimiz derdimizi, acımızı paylaşacak bir, sohbet edecek bir dost. Paraya da şu an ihtiyaç yok çünkü elimizi cebimize attırmıyorlar." İlçede her gün 3 bin depremzede ise yaşadıkları travmayı atlatabilmeleri için psikoterapi görüyor.