Bir ayda anladım ki ev aramak, bu dünyadaki en fuzuli iş. Bu işte, cebindeki para kadar, emlakçının o şifreli cümlelerini anlamlı bir bütün haline getirebilmek de önemli. Jargonu ne kadar bilirseniz o kadar rahat edersiniz...
Keyifli bir daire: "Aslında dairenin bir numarası yok!" demenin kibarcası. Eğer emlakçı aynı cümle içinde; keyiflli, aktiviteli, nezih, kaliteli, kupon kelimelerinden birini kullanıyorsa, arkanıza bakmadan uzaklaşın.
Pazarlık payı var: Bu kavram çoğunlukla, "Siz evi beğenip kararınızı verin, ben sizi ev sahibiyle bir araya getireceğim" vaadiyle desteklenir. Aslında olan şudur; daire için bir normal, bir de "yerse" fiyatı belirlenir. Size ilk olarak ikincisi söylenir, birinciye indirmek için de sizin kendi kişisel kalitenizin etkili olduğu izlenimi yaratılır.
Maalesef o daire verildi ama...: Eğer araştırmanızı internetten yapıyorsanız bilin ki karşınıza çıkan evlerin yüzde 90'ı zaten kiralanmıştır. İlanlarının duruyor olma sebebi, sizin aramanızı sağlamak ve "Maalesef verildi ama isterseniz şöyle bir dairemiz var." cümlesini kurmaktır. Bu kurnazlıktan ben haz etmiyorum, siz de etmeyin.
Bu aralar piyasa çok hareketli: Makro, mikro, konjonktürel; ne kadar ekonomik terim varsa kullanıp kafanızı karıştırmaya çalışırlar. Üniversite sezonu derler, bayram derler, tatil derler ve bir şekilde sizi ikna etmeye çalışırlar. Bildiğinizi yapmaya devam edin.
Bunların yanında zehir gibi iş bitiren emlakçılar yok mudur; illa ki vardır. Bugüne kadar bana denk gelmemiş olabilir sadece...