Büyüklük,dünyadaki en subjektif kavramlardan biri. Bir varlığı, bir yapıyı, bir gerçekliği; büyüklük ile tanımlamaya çalıştığınız zaman hemen şu soruyla karşılaşırsınız:
Neye göre, kime göre büyük?
Modern dünya kendini artık büyüklük gibi subjektif kavramlar üzerinden değil, başarı gibi elle tutulur, gözle görülür kavramlar üzerinden ifade ediyor.
Bizim millet olarak en büyük yanlışımız, büyüklük kavramının o yanıltıcı sihrinden hâlâ sıyrılamamış olmamız aslında.
Biz tarihimizi de, siyasetimizi de büyüklük kavramı üzerinden anlatmayı seviyoruz. Sorsanız, dünya üzerinde bizden büyük medeniyet yoktur, bizim kadar büyük savaşlar kazanmış millet de yoktur...
Bizim acılarımız da en büyüktür, sevinçlerimiz de…
Bakınız, son zamanlarda yaşadığımız şike tartışmaları... Amacım herhangi bir camiayı töhmet altında bırakmak değil, ufak bir durum tespiti yapmak sadece. Samimi fikrimi sorarsanız, her kim bu tip bir organizasyonun içinde yer almışsa, en ağır şekilde cezalandırılması gerektiğinde inananlardanım.
BİR BÜYÜKLÜK FETİŞİ
Konumuza dönelim. Fenerbahçe, şike soruşturması kapsamında, en ciddi iddiaların yöneltildiği kulüp.
Geçen sene kazandıkları şampiyonluğu bile gölgeleyecek deliller olduğu konuşuluyor.
İlginç
bir tesadüf ki Fenerbahçe, aynı zamanda bu ülkenin, kendini büyüklük üzerinden en fazla ifade eden kulübü.
"Şanlı tarihimizde ne başarılar yaşadık!", "Biz koskoca bir Cumhuriyetiz", "Fenerbahçe sevgisi tasvir edilemez", "Şu kadar yıl üst üste şampiyon olacağız..." Bu cümleler size tanıdık geliyor değil mi?
Yazının başında dediğim gibi, bunların hepsi kağıt üstünde güzel ama gerçek hayata geldiği zaman hiçbir şey ifade etmeyen cümleler. Çünkü modern dünyada artık büyüklük değil, sürdürülebilir başarı önemli. Hangi alanda olursa olsun, dünyanın önde gelen markaları, başarılarını elle tutulabilir veriler üzerinden ifade ediyor.
Örneğin bir otomobil markasıysa; ne kadar inovasyon yaptığını, o yıl kaç satış yaptığını, hangi güvenlik testlerinden kaç puan aldığını koyuyor ortaya.
Siz hiç, "Biz en büyüğüz, tarihimiz yeter, rakiplerimiz bize çelme takmaya çalışıyor" diyen bir dünya devi gördünüz mü?
Fenerbahçe'nin en büyük sorunu, kendini inatla büyüklük üzerinden ifade etmeye çalışması. Büyüklük kavramı bu kadar ön planda olunca da, gün gelince o sihrin bozulmaması için türlü girişimler de yapılabiliyor demek ki; zaman zaman kuralları çiğnemek pahasına. Yani, büyüklük fetişizmi akılcılığın önüne geçiyor.
Şike iddiaları güncel olduğu için bu örneği verdim. Yoksa ülkemizdeki birçok kurumun problemi bu.
Dünyanın boş laflara karnı tok.
Artık sayıyla ifade edilen, gözle görülen başarılarınız kadar büyüksünüz. Bu noktaya dikkatinizi çekmek istedim...