4 yıl önce nikah masasına oturan oyuncu Şilan Makal ile futbolcu Şener Özbayraklı, 3 yaşındaki oğulları Şener ile gözlerden uzak ama mutlu bir hayat yaşıyor.
Bayram dolayısıyla bir araya geldiğimiz çiftten Şilan Makal oyunculuk macerasını, oğlu dünyaya geldikten sonra değişen hayatını ve eşiyle olan mutlu birlikteliklerini anlattı. Özbayraklı'yla da iş hayatını ve ailesine olan düşkünlüğünü konuştuk.
Pandemide evlendiniz, sonrasında hemen çocuğunuz oldu ve setlerden uzak kaldınız bu süreçte. Çocuğunuzu kendiniz büyütmek mi istediniz?
ŞİLAN MAKAL: Çocuk doğmadan önce kesinlikle bir bakıcı fikrim yoktu. Çevremdeki deneyimli insanlar çocuk doğmadan önce bakıcı bulmam gerektiğini söylüyordu. Doğduktan sonra baktım ki tuvalete bile gidemiyorum, bakıcı tutmaya karar verdik. Ama oğlum şu an 3 yaşına yaklaşıyor ve bu zamana kadar günlük işlerim dışında hiç ayrılmadık. Bakıcı daha çok yardımcı gibiydi.
Sanat dünyasında bir kesim gündemden düşmeyi hiç istemiyor, art arda işlerde yer alıyor. Siz göz önünde değilsiniz. Daha mı cesursunuz bu konuda?
Ş.M.: Yaptığımız iş tanınmayı, magazini beraberinde getiriyor. Benim için olmazsa olmaz bir şey değil, kaçtığım bir şey de değil ama. Çok günlük tatminler bunlar. Sonu olmayan şeyler... Daha başka şekilde doldurmalı ve doyurmalı insan kendini.
Küçük yaşlardan itibaren oyunculuğa merakınız varmış. Yalnızken kendi kendinize ağlayıp rol yaparmışsınız. Ama babanız konservatuvara gitmenize karşı çıkmış. Sonra nasıl ikna ettiniz ailenizi?
Ş.M.: Küçüklüğümden beri hep dansa, sahneye, filmlere, resme, kitaplara merakım vardı. Babam da sanata, bilime düşkün bir insandır ama sanırım tamamen kendi ayaklarımın üstünde durabilmem için daha garanti meslekler seçmemi istedi. Tarihi de çok sevdiğim için tarih okudum. Yaş sebebiyle de kararsız yıllardaydım. Pedagojik formasyon eğitimi alırken çıktı karşıma 'Yeni Gelin'. Aileme de sürpriz oldu ve her zaman çok desteklediler.
TARİHİ SEVEREK OKUDUM
Tarihi bir projede yer almak ister misiniz?
Ş.M.: Ah çok isterim dönem işinde oynamayı. Çok severek okudum tarihi. Çok ezber bilgi, insan zamanla unutuyor öğrendiklerini. Bazen üniversite kitaplarımı karıştırmak çok hoşuma gider.
Şimdi oğlunuz büyüdü, artık ekranlara dönüyor musunuz?
Ş.M.: Evet, anne-bebek ilişkisinde çok önemli olan 2-3 seneyi geride bıraktık ve ayrışmaya başladık. Bu yüzden ben de kaldığım yerden devam etmek istiyorum.
Rahat bir anne mi oldunuz?
Ş.M.: Kimine göre rahatım, kimine göre pimpirikliyim. Bence ortasıyım. Keşke annem gibi bir anne olabilsem. Çok enerjik, evinde çiçekler açtıran, etrafına hayat veren bir kadın. Ben de onun yolunda hissediyorum kendimi.
Kendinizden 17 yaş küçük erkek kardeşiniz var. O elinizde büyümüş, bu durum kendi çocuğunuzda daha deneyimli olmanızı sağladı mı?
Ş.M.: Antrenmanlı olduğumu düşünüyordum ama değilmişim. Bazen parka götürüp bol bol öpmekle bitmiyormuş işler... (Gülüyor)
Oğlunuza neden eşinizin adını koydunuz?
Ş.M.: Daha önce hiç aklımda yoktu, bebek doğduğunda bir anda içimden geldi. Ben hayatımda Şener gibi iyi yürekli, omurgalı bir insan tanımadım. Aşk bir yana karakterine hayranım onun. İsminin anlamı da çok hoşuma gidiyor. Adıyla yaşasın istedim.
ÖZGÜR RUHLU BİRİYİM
Evde Şener'ler karışıyor mu?
Ş.M.: Üf hem de ne çok! Bu yüzden ikinci bir isim koymadığım için çok pişman oluyorum.
Ünlü bir futbolcuyla oyuncunun ilişkisi nasıl oluyor?
Ş.M.: Bizim ilişkimiz en başından beri dış etkenlere çok kapalı, çok samimiydi. Mesleklerimizin hiçbir etkisini yaşamadık. Memur olsaydık yine böyle olurduk. Belki birbirimizi daha az gördüğümüz, göreceğimiz zamanlar olabilir ama bunlarda birbirimizi özlememizi sağlıyor.
Evlilik ve anne olmak neleri değiştirdi hayatınızda?
Ş.M.: Özgür ruhlu biriyim, öyle büyüdüm. Kafam estiğinde istediğim şeyleri yapmaya çok alışıktım. Evlilik ve çocuk bunu sınırlıyor tabii, bu yüzden zorlandım yalan yok. Kendim dışımda bir dünya sorumluluğum oldu. Yetişkin olmak demek şikayet etmeden kendi sorumluluklarını yerine getirmek, sınırlarını bilmek demek. Anne olunca kendimle daha çok yüzleştim, daha çok olgunlaştım.
"Aşk bir hastalık gibi. Gelip geçici bir virüs" demiştiniz. Peki hayatınızın aşkını bulduktan sonra bu fikriniz değişti mi?
Ş.M.: Evet hâlâ öyle, aşk biraz heyecanı çağrıştırıyor. Yerini sevgiye, saygıya, emeğe, alışkanlığa bırakıyor.
BÜYÜK İNATÇI, KÜÇÜK MIZMIZ
Evde şimdi 2 erkek var, trip atıyorlar mı?
Ş.M.: Atmıyorlar. Büyük Şener inatçı, küçük Şener de mızmız, idare ediyorum.
Şener Bey, evle ne kadar ilgili?
Ş.M.: Şener evcimen ama pek sorumluluk almaz. Pirinç pilavı yapmasını istemiştim, içine şeker koysan sütlaç olurdu. Becerikli sayılmaz, bir menemeni güzel yapıyor.
ŞENER'İN MAÇLARINI YÜREĞİM AĞZIMDA İZLİYORDUM
Futbola ilginiz var mıydı? Maç izlerken eşiniz düştüğünde ya da darbe aldığında nasıl tepki veriyordunuz?
Ş.M.: Futboldan hiç anlamam. Sadece Şener'in oynadığı maçları izliyordum ama yüreğim ağzımda izliyordum. Değişik bir duygu açıkçası, o düştüğündeki duyduğum derin üzüntünün tarifi yok.
Futbolcu ile oyuncu aşkları her dönem yaşandı ve eleştirenler de oldu bu ilişkileri. Siz hiç böyle bir eleştiri almış mıydınız?
Ş.M.: Almıştım tabii. Bir tek rahmetli Ünal Silver'in dediklerini kulağıma küpe yapmıştım. Şener'i ve beni çok severdi. İstersen dünya starı ol bunların hiçbiri sana Şener ile duyduğun samimi, gerçek duyguları veremez demişti. Benim de hissettiğim buydu, gerçekten sadece kalbimi dinledim.
AİLE HER ŞEYDEN ÖNCE GELİR
Şener Bey, meslek yaşantınıza nasıl devam etmeyi düşünüyorsunuz?
ŞENER ÖZBAYRAKLI: Biliyorsunuz çok yorucu yılları arkamda bıraktım, biraz dinlenmek, aileme vakit ayırmak istiyorum. Göcek'e yerleşme hayalim vardı, bu aralar onu gerçekleştiriyoruz. Orada futbolla ilgili planlarım da var.
Aile size ne ifade ediyor? Evcimen biri misiniz?
Ş.Ö.: Çoğunlukla evde vakit geçiriyorum. Aile benim için her şeyden önce gelir. Eskiden kariyerim için böyle düşünüyordum ama artık hayatımın bu evresine girdim ve çok mutluyum.
BAYRAM DEMEK 'AİLE' DEMEK
Bayramları geleneksel bir şekilde kutluyor musunuz?
Ş.M.: Evet elimizden gelirse gidiyoruz yoksa muhakkak arıyoruz büyüklerimizi. Anne-babaların bayramda çocukların yolunu gözlediğini herkes bilir. Onları mutlu etmek bir arada olmak çok güzel, paha biçilemez değerler.
Ş.Ö.: İşimden dolayı uzun yıllar ailemle bayramda doyasıya vakit geçiremedim. Bu sefer ilk defa günlerce vakit geçirdik. Oğluma da bu değerleri aşılamak istiyorum.