Atv dizisi 'Aldatmak', her hafta heyecan dolu bölümlerle izleyiciyle buluşuyor. Genç oyuncu Selin Kahraman da diziye 'Zeliş' karakteriyle dahil oldu. Yusuf Çim'in canlandırdığı 'Ozan'la aşk yaşayan ama aralarındaki ilginç bağlantılardan habersiz olan 'Zeliş'i oynayan Kahraman; diziyi, aşka bakışını ve oyunculuk macerasını anlattı.
Dizi takip ettiğiniz bir proje miydi?
İşim dolaysıyla yeni çıkan dizilerin 1-2 bölümünü izlerim genelde. Ama 'Aldatmak' çok ilgimi çekmişti ve izliyordum. Takip ettiğim işlerdendi. Çok da güzel bir tesadüf oldu. Hikâyesi güzel böyle bir işin içine dahil olmaktan çok mutluyum.
Eşi tarafından aldatıldığını öğrenen ve tüm hayatı değişen bir kadın var dizide. Siz bu hikayeyi okuduğunuzda neler hissettiniz?
Ben kadının gücünü hissettim açıkçası. Bu hikâye birçok kadının yaşadığı bir durum. Özellikle toplumumuzun kadına bakışı açısından değerlendirirsek, bir kadının kurulu düzenini bitirip yeni bir hayat kurması duygusal ve maddi açıdan daha zor olabiliyor. 'Güzide' karakteri yaşadıklarıyla ve bu olaylar karşısında güçlü duruşuyla birçok kadına motivasyon sağlıyor bence.
ZELİŞ'İN NAİF BİR YAPISI VAR
'Zeliş', annesinin ve kuzeninin yaptıklarını öğreniyor. Bütün bu yalanların içinde doğru kalmayı başarabilecek mi?
Ben 'Zeliş'in çok naif ve duygusal bir yapısı olduğunu hissediyorum. Geçmişinde yaşadığı bazı olaylardan dolayı kendi ayakları üzerinde duran, güçlü bir kadına dönüştüğünü düşünüyorum. Her zaman kalbiyle hareket edip doğru olanı seçmesini isterim. Tabii ki senaryoya bağlı olarak ileride nasıl durumların içinde olacağını, ne şartlarda seçimler yapacağını bilemeyiz. Ama kalbimden 'Zeliş'in hep adaletli ve doğru kalmasını umuyorum.
Böyle yaşanmış kötü olayların içinde düzgün bir ilişki kurmak mümkün mü?
Bence imkânsız değil. Hatta bazen bu kötü durumlar, iki insanı çok daha sağlam temellerle ve derin duygularla birbirine bağlayabilir.
Aşk sizce her şeyi aşar mı?
İki taraf da istediği sürece hiçbir şey karşılarında duramaz! Bence aşk her şeyi aşabilir!
Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü'nden mezun olmuşsunuz. Oyunculuk çocukluk hayaliniz miydi?
Annem bale, babam opera sanatçısı. Onları sahne üzerinde izleyerek kulislerde büyüdüm. Sahne beni hep çok büyülemiştir. O yüzden çocukluk hayalimdi diyebiliriz. Okulumu kazanarak bu hayallerimi gerçekleştirmek için ilk adımı da atmış oldum.
HAYAL KIRIKLIKLARIM OLDU
Hem tiyatro hem de dizi deneyimleriniz oldu. Oyunculuk maceranız nasıl başladı?
Profesyonel olarak sahneye ilk çıkışım Devlet Tiyatroları'nda Shakespeare oyunuyla oldu. Bir yandan oyuncu olarak tabii kamera önünü de çok merak ediyordum ve denemek istiyordum. Mezun olduktan sonra Ankara'da çekilen bir dizide rol almaya başladım. Devamında da iki dijital projem oldu: Yeşilçam ve Ben Gri.
Okul sonrasında zorlu bir süreç yaşadınız mı, yoksa hemen projelerde rol almaya başladınız mı?
Ben son sınıfta okurken bir yandan Devlet Tiyatroları'nda çalışıyordum. O yüzden mezun olduğumda herhangi bir zorluk yaşamadım. Ama her oyuncu gibi benim de boşlukta kaldığım, çalışmayı beklediğim bir dönemim oldu tabii.
Hayal kırıklıklarınız oldu mu?
Oyunculuk zor ve uzun bir yol. Psikolojik olarak her şeye hazırlıklı olmak lazım. Bu süreçte hayal kırıklıklarım oldu elbette. Ama güçlü kalıp yola devam etmek lazım.
Sokakta izleyicilerin tepkileri nasıl oluyor?
Güzel tepkiler alıyorum genel olarak. Daha yeni ve çok güzel bir olay yaşadım. Bir hanımefendi yolda beni durdurup çok güzel şeyler söyledi. İnsanın günü güzelleşiyor, motivasyonu artıyor böyle olunca. Çok mutlu oldum.
ŞÖHRET GÜZEL AMA TEHLİKELİ
Tanınır olmak, şöhret size ne ifade ediyor?
Büyük bir kitle tarafından sevilmek güzel bir duygu. Şöhret olmanın elbet avantajları var. Ama güzelliği olduğu kadar tehlikeli ve yıkıcı bir yönünün de olduğunu düşünüyorum. Özellikle bazen oyuncular oynadıkları rollerden dolayı haksız yere büyük linçlere maruz kalabiliyorlar. Bu tarafları üzücü ve düşünülesi açıkçası.