YASEMİN YAZICI
Sevmek Yüzünden adlı filmimiz vizyonda. Başroldeki Ayça Ayşin Turan'la ilk defa çalıştım. Onun oynadığı İdil karakteri eski erkek arkadaşının yeni nişanlısına gelinlik tasarlamak zorunda kalması üzerine, o adamın gerçek yüzünün ortaya çıkmasıyla ilgili bir film. Kadının kadını kollamasıyla ilgili bir hikâye.
Ben Sanem karakterini oynuyorum. Dobra, düşündüğünü söyleyebilen bir kız. Oynadığım karakter gibi güçlü bir kadın değilim. Aslında ben genelde iletişimde açık bir insan olmadığımı fark etmiştim. Karşımdakine düz olmak yerine kırılmasın yanlış anlamasın diye düşünüyordum. Bu karakterle iletişimdeki özgürlüğü keşfettim. Bunu bu karakterle deneyimlemiş oldum.
Ben lisede başladım tiyatroya. Klasik oyunlar oynadık. Üniversitede de tiyatro yaptım. O yüzden TV ve sinema çok yeni. Sektördeki 4. yılıma başladım. Tiyatrodaki deneyimim ve bilgim daha fazla. Sektöre atılmam pandemiyle oldu. Sonra birden peşi sıra gelmeye başladı her şey.
MUHABİRLİK YAPTIM
Oyunculuk çok zor. Belirli seviyeye gelmeden belirli ücret talep edemiyorsun. Sezonluk işler yaptığım için bazen iyi kazanıyorsun bazen kazanmıyorsun. O yüzden oyuncu olmak isteyenlere ikinci meslek öneriyorum. Ben Sosyal Antropoloji mezunuyum. Şu an psikoloji master'ı yapıyorum. Bu altın bilezik diye düşünüyorum.
Muhabirlik geçmişim de var. 1 ay kadar yaptım bana çok ağır ve acı geldi.
Uzun zaman vokal eğitimi aldım. Biraz arka planda kaldı. Bizim çiftimizin müzisyeni Onur Tuna. O çalarken ben de deniyorum bir şeyler. Şarkı söyleyip dans edeceğim karakterleri oynamayı çok isterim.
Kırılmak istemiyorum. Mantığımla hareket ediyorum. Gencim kanım hızlı akıyor ama yavaş ve doğru adım atmak istiyorum. Bazı insanlar diziye giriyor sosyal medya gücüyle bir anda star oluyorlar. Ben böyle olmak istemem. Yıldız bu çabuk parlar çabuk söner.
Aşk için değil ilişki için her gün savaşırım. Aşk genel bir kavram. İlişki çabayı gerektiren bir durum. Emeksiz bir gün olmuyor. İki oyuncunun ilişkisi birbirini besliyor. Ben beslendiğimizi düşünüyorum. Benden yaklaşık 10 yıl daha fazla tecrübesi var. Bir sahneye çalışırken ona gidiyorum, beni bir şekilde eğitiyor.
ALİ YOĞURTÇUOĞLU
6 YILDIR TERAPİYE GİDİYORUM
Sevmek Yüzünden ilginç bir film oldu. Başrol karakterin derdini seyirciye anlattığı, kafa sesini seyirciyle paylaştığı bir film.
O sıralar nasıl bir ruh halindeysen öyle bir rol gelir. Genelde bana hep böyle oldu.
Şehir Tiyatroları'na konuk oyuncu oldum. Gün Koper'le beraber rahmetli Savaş Dinçel'in yazdığı oğlu Barış Dinçel'in yönettiği Uçurtmanın Kuyruğu adlı oyunda rol aldım. 17-20 Nisan tarihleri arasında Kağıthane'de oynayacağız.
Annem babam hep destekledi beni. Ortaokulda tiyatro koluna girip devam edenlerdenim. Ankara Devlet Tiyatroları'nda başladım. 2018'de Afife Tiyatro Ödülü'nü aldım. Çok kıymetliydi benim için. Tiyatroyu her zaman tercih ederim.
6 yıldır terapiye gidiyorum. Kendini bilmediğin sürece bu yolda kaybolmak çok kolay. Mesleki olarak bir anda ilgi odağı olabiliyorsun ya da ilgisizlikten yakınabiliyorsun. Her iki uç da duygusal olarak yıpratabiliyor insanı. O yüzden terapiye devam ediyorum. Kendini fazla ciddiye alma hali bir süre sonra hem kendini hem de çevrendeki ilişkileri yıpratma noktasına geliyor. Sağlığımızı ve iletişimimizi korumak adına profesyonel destek şart.
FATMA TOPTAŞ
BENİ SIKIŞTIRAN TEYZELERE SÖZÜM VAR
Sadece 1 Hafta isimli tiyatro oyununa başladık. Provadayız. Mayısta sahnelemeyi düşünüyoruz. Kadın erkek ilişkilerini anlatan bir oyunda rol almamıştım. Genelde yaptığım işlerde hep kalabalık kadrolar oluyordu. Bu kez 3 kişilik oyun tek kadın. Değişik bir karakter olacak. Hem eğleneceğim, hem de öğreneceğimi düşünüyorum.
Ben dizi ve filmlerden önce tiyatro kökenliyim. Dizi yapmayı çok özledim, 3 yıl oldu. Ulusal kanala bir iş yapmayınca hiçbir şey yapmıyormuşsun gibi algılanıyor. Teyzeler beni sokakta sıkıştırıyor ne zaman ekranda göreceği, çok özledik diye. Beni sıkıştıran o teyzelere sözüm var. Ekranlara döneceğim.
Recep İvedik'i 2006'da çektik. Bana hâlâ Sibel diyorlar. Karakterin bacağında ben vardı. Yürürken eteğimi kaldıranlar oluyordu, ben var mı diye? Fenomen oldu karakter.
Üniversite sınavlarına girip psikoloji okumaya karar verdim. Bunun yaşla ilgisi yok. Kendini geliştirmek hayatı çeşitlendirmek lazım. 42 yaşındayım öğrenmeye hep aç bir insanım.
RÜMEYSA
ÇOCUKLARIN DİNLEDİKLERİNE DİKKAT ETMESİ GEREKİYOR
Söz müziği bana ait 'Durdursam' adlı şarkım yeni çıktı. Aşk şarkısı olarak başladım ama dünyadaki felaketleri, savaşları durdurmak isterdim. Her şarkının bende yarattığı bir kadın var. Yenilenmeyi seviyorum.
Gazi Üniversitesi Teknoloji ve Tasarım Öğretmenliği okudum. TRT koroları, Kültür Bakanlığı gençlik koroları sınavlarına girdim. Şu an bir devlet okulunda müzik öğretmenliği yapmaya devam ediyorum. Şarkıcılıkla öğretmenlik bir arada devam edebiliyor.
Öğrencilerle aram iyi. Defterini kalemini getiriyorsa sorumluluk bilinci varsa 100 veriyorum. Çocuklar küfürlü şarkıları çabuk öğreniyor. Çünkü sürekli sosyal medyada karşısına çıkıyor. Sürekli dinliyor. Neyi dinleyip neyi dinlememesi gerektiğini öğretmek biz anne babalara düşüyor. Yapımcıların da şarkıcıların da sözlere dikkat etmesi gerekiyor. Kötü kelimeler kullanmadan da viral olabilirsin. Çocukların ne dinlediklerine dikkat etmesi gerekiyor.
BARBAROS
MÜZİĞE BAŞLAMA SEBEBİM BARIŞ MANÇO
Sorma Boşver şarkım yeni çıktı. Murat Güneş, Tuğrul Cerrahoğlu yazdı. Beste de Tuğrul Cerrahoğlu yaptı. Yeni çıktı. Çok taze. Bayramda Bodrum'dayım.
Üniversitede harçlığımı çıkarmak için Fransızca dersleri veriyordum. 1999 senesi Ocak ayında anaokulunda öğretmenliğe başladım. Şubat'ta da bıraktım. Barış Manço vefat etti. Ben de tam o dönemde onun albümüne vokal yapıyordum. O haber beni çok yaraladı. O yüzden uzaklaştım çoğu şeyden. Hayatımda ilk gittiğim konser Barış Manço konseriydi. Hatta babamın akreditasyonu vardı, kulise soktu. Çektirdiğim ilk ve tek fotoğraf. 15 sene sonra Mançoloji albümü için vokale çağırdılar. Fotoğrafı gösterdim. Ondan 1 ay sonra da vefat etti zaten. Bir Manço şarkısını cover yapmıştım. Hayatımın uğuru gibi oldu. Müziğe başlama sebeplerinden biriydi.
Çok daha sık şarkı çıkarmalıydım. Sahnesi sık ve yoğun bir şarkıcıyım. Belki dijital çağın gerekliliği bu ama ben ayak uyduramadım. Ayda bir şarkı çıkaramıyorum o yüzden. 3 ayda bir daha ideal geliyor bana. Ayda bir çıkarmak insanı özensizliğe itebiliyor. İleride ben bunu neden söyledim demek istemiyorum. Kendi repertuvar listemde bir çöplüğe dönüşmek istemiyorum.