İlk kez Çin'de ortaya çıkan çayın tarihi M.Ö. III. yüzyıla dayanır. Rivayete göre, M.Ö. 2700'lerde İmparator Shenn Nung bir çay ağacının altında oturur. Bu sırada elindeki sıcak su dolu kâseye birkaç yaprak çay yaprağı düşer. Düşen yaprakların suya verdiği renk ve tat imparatorun hoşuna gider. Shenn Nung'un bunu içip şifa bulmasının üzerine çay, şifa bulmak amacıyla ilaç olarak kullanılmaya başlanır. Başlangıçta tedavi amacıyla kullanılan çay, Çin'de ticaretin gelişmeye başlamasıyla ticari bir unsur haline gelir. M.S. VIII. yüzyılda Çin kültürünü incelemeye gelen Japon rahipler burada çayla tanışır ve bu mucizevi bitkiyi ülkelerine de götürürler. Böylece Japonya'ya gelen çay, Japon halkı tarafından da sevilir. Hatta önemli protokol toplantılarında çay seremonisi bile yapılmaya başlanır. Japonya'dan Hindistan ve İran'a yayılan çayın Avrupa topraklarına gelmesi ise ancak XVII. yüzyılda mümkün olur. Hollanda, Fransa, İspanya ve İngiltere çayla tanışan ilk Avrupa ülkeleri olurken; Rusya da Çin'den gelen ticaret kervanlarıyla aynı dönemlerde çayla tanışır. Böylece XVIII. yüzyıla gelindiğinde çok sayıda millet çayla tanışmıştır arttık...
XIX. YÜZYILDA TANIŞTIK
Çayı ilk içen Türk'ün Hoca Ahmet Yesevi'nin olduğu birçok kaynakta bildirilmekle beraber, Türklerin çay ile tanışması ise XIX. yüzyılda mümkün olur... II. Abdülhamit döneminde ilk kez çay zirai bir ürün olarak düşünülür. Japonya'dan tohum tedarik edilir. Çayın ekimi ile ilgili ilk girişimler Bursa'da gerçekleşir, ancak ekolojik koşulların elverişsizliği sebebiyle bu girişimler başarısızlıkla sonuçlanır. Dönemin Ziraat Umum Müdürü Zihni Derin tarafından başlatılan ilk çalışmalar, Gürcistan'dan getirtilen ilk tohumlarla mümkün olur. Rizeli üreticilere dağıtılan bu tohumlarla Borçka'da ilk deneme üretimleri başlar. Deneme üretimleri başarıyla sonuçlanır. Dünyada en çok çay tüketen ülkeler arasında Türkiye'nin de yer aldığının unutmadan altını çizelim. 1900'lü yıllara kadar çayı tanımayan ve tam bir 'kahve tiryakisi' olan Türkiye'de bugün çay, sudan sonra en sık tüketilen içecek haline gelmiş durumdadır. Türkiye'de en çok çay üretilen il Rize'dir.
ÇAY NASIL DEMLENİR?
Tavşan kanı, lezzetli ve berrak bir çay elde edebilmek için kullanılan suyun ve çayın kalitesi ve özellikleri çok önemlidir. Çeşme suyunun sertliği yüksek olduğu için çayın tadında değişme ve bulanıklığa neden olabilir. Bu nedenle çay, iyi kalite içme suyuyla demlenmelidir. Çay, bekletilmiş ya da daha önceden kaynatılıp soğutulmuş suyla demlenmemelidir. Kaynayıp soğumuş su, daha az oksijen barındırdığından çayın tadını olumsuz yönde etkileyebilir. Demleme sırasında iyi kalite çay, yeterli miktarda kullanılmalıdır. Çay, ortamdaki diğer kokuları içine çeker. Bu nedenle, aromasının bozulmaması için serin ve kokusuz ortamda saklanmalıdır. Çay demlenirken, ısıyı eşit ve dengeli olarak dağıttığı için porselen veya cam demlik tercih edilmelidir. Çayın koku çekme özelliğinden ötürü, bitki ve meyve çaylarının demlenmesinde farklı demlik kullanılmalıdır.
YILDA 3 KG. ÇAY İÇİYORUZ
Türkiye'de günde 2.45 milyon bardak siyah çay tüketiliyor. Kişi başına yıllık çay tüketimi ise 3 kg'ı buluyor. Bu miktar da kişi başına bin 240 bardağa eşdeğer. Üstelik doğru demlenen ve kararında içilen çayın sağlığa önemli katkıları var.
BEYNİ GÜÇLENDİRİR
Çay, kafein içeriği sayesinde kan akımına yardımcı olduğu kadar, beyin fonksiyonlarının güçlenmesine destek verir. Kafein, yağ oksidayonu için faydalıdır. Siyah çayda bulunan fitokimyasallar, kemikleri güçlendirir, kemik yoğunluğuna katkı sağlar.
BAĞIŞIKLIĞI DESTEKLER
Yapılan araştırmalara göre siyah çay kalp sağlığına olumlu katkı sağlar. Siyah çayın içerisinde bulunan flanovidler sayesinde kardiyovasküler riskler yüzde 68 daha düşük çıkar. Çay bakteri öldürücü özellikleri sayesinde bağışıklığı destekler.
KANSIZLIK VE TANSİYON VARSA DİKKAT!
Çaydaki okzalat miktarı fazla olduğu için böbreğinde kum veya taş olanların dikkatli tüketmesi gerekir. Fazla tüketimi yüksek tansiyona neden olabilir. Tansiyon sorunu olanların günde 1-2 bardaktan fazla tüketmemeleri gerekir. Yemek sırasında veya yemek sonrasında hemen çay içilmemeli. Anemisi olan bireyler, kahvaltılarında çay yerine 1 çay bardağı portakal suyu içebilirler. Bu kişilerin yemekten bir saat sonra açık, limonlu bir çay tercih etmeleri faydalı olur.