Aşure tatlısı geleneği, Muharrem ayına mahsus güzelliklerden birisidir. Millet olarak, Muharrem ayında ve bu ayın 10. gününden - yani bugünden itibaren- aşure tatlısı pişirilerek dağıtılması geleneğini gayet güzel bir şekilde sürdürmekteyiz. Dini ve tarihi kaynaklar Muharrem Ayı'nın faziletlerini detaylı bir şekilde anlatıyor. Bende bu kaynaklardan edindiğim bir takım bilgileri sizin için derledim. Bugüne 'Aşure Günü' denmesinin nedeni Muharrem ayının onuncu günü olmasındandır. 'Aşura' ismi ise Arapçada 10 manasına gelen aşara kelimesinden türemiştir. Ancak zaman içinde bu kelime toplumuzda aşure olarak değiştirilmiştir. Aşure pişirmek Osmanlı'dan sonra daha da önem kazanmıştır. Aşure geleneğinin Nuh peygamber zamanından geldiği bilinmektedir.
HZ. NUH (A.S.) İLE BAŞLADI
Aşurenin varoluş hikayesinin Hz. Nuh tufanı ile başladığı rivayet edilir. Hz.Nuh, Hz. İdris peygamberden sonra gönderilen peygamberlerden biridir. Aşurenin hikayesi ise şu kıssaya dayanmaktadır: Hz. Nuh'un oğulları olan Sam, Ham ve Yasef kendisine iman etmelerine karşın diğer asi oğlu Kenan ve kavminden pek çok kimse ona inanıp iman etmez. 1000 seneden fazla Allah'ın emirlerini kavmine tebliğ etmesine karşın ne yazık ki Hz. Nuh (a.s.), çok zulme uğrar ve inanmayanların alaylarına maruz kalır. Sonunda kavmini Allah'a şikayet eder. Allah (c.c.), Hz. Nuh'a çok büyük bir gemi yapmasını emreder. Ve ona yardım etmesi için Cebrail'i (a.s.) kendisine yardımcı gönderir. Hz. Nuh (a.s) emre itaat ederek büyük bir gemi yapar ve kendisine iman eden ne kadar mümin varsa onları gemiye bindirir. Her cinsten birer çift hayvanı da yanlarına alır. Ve Allah (c.c.) sonunda büyük tufanı kopartır. Gökten yağan yağmurlar ve yerden fışkıran sular bütün yeryüzünü kaplar. Bu sırada büyük gemi hareket eder. Sadece gemiye binen müminler kurtulur. Gemi aylarca suda kalır. Bu zaman zarfında yanlarına aldıkları yiyecekler tükenmeye başlar. Geriye kalan yiyecekleri bir kazanda toplayarak bir çorba pişirmeye başlarlar. İşte o zamanda yapılmış çorbaya bugün 'Aşure' diyoruz. Aşurenin hikayesi de bir rivayete göre bu kıssaya dayanmaktadır. Aşure yüzyıllardan günümüze kadar değişmeyen bir gelenek haline gelmiştir. Osmanlı zamanında bu aya çok önem verilirdi. Muharrem ayının 10. günü oruçla başlanır ve kazanlarca aşureler yapılıp eşe dosta, konu komşuya ikram edilirdi. Hatta aşure dağıtan gönüllü "aşure sebilcileri" fakire fukaraya aşure dağıtırdı. Muharrem ayı dinimiz açısından önemli olan pek çok hadisenin de yıl dönümüdür. Cenabı Hak yeryüzünü ve gökyüzünü bu ayda yaratmış, birçok peygamberine yine bu ayda olan aşure gününde özel ihsanlar sunmuştur. Ayrıca dinimiz açısından önemli olan pek çok olay yine Muharrem Ayı'nın 10. gününde gerçekleşmiştir. Aşure günü bu ayın onuncu ve en kıymetli günüdür. Allah-ü Teala, birçok duaları bu günde kabul buyurmuştur. Muharrem ayının 10. gününün pek çok üstünlükleri vardır. Dolayısıyla aşure gününün Muharrem ayında olması bu ayın kıymetine kıymet katmıştır.
BİR YILIN KEFARETİ
PEYGAMBER Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.v.), aşure günü oruç tutmaya hem kendisi devam etti hem de bunu Müslümanlara tavsiye etti ve "Aşure günü orucu bir yılın kefaretidir. Sağ olursam gelecek yıl dokuzuncu günü de inşallah oruçlu geçireceğim. Dokuzuncu ve onuncu günü oruç tutup Yahudilere muhalefet ediniz" buyurdu. Ramazan orucu farz kılınınca aşure günü oruç tutup tutmamakta Müslümanlar serbest bırakıldı. Efendimiz, "Aşure günü Allah'ın günlerinden bir gündür. O gün orucunu tutmak isteyen tutsun, bırakmak isteyen de bıraksın" buyurdu. Muharrem, ileriki dönemde Sevgili Peygamberimiz'in (s.a.v.) ciğerparesi Hazreti Hüseyin (r.a.) Efendimiz'in bu ayda şehid edilmesiyle Müslümanlar için acı bir hatıranın yıl dönümü de oldu.
ON PEYGAMBERE ON İKRAM
MUHARREM ayının 10. gününde gerçekleşen birisi acı, diğerleri sevindirici önemli olaylar vardır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in (s.a.v.) torunu Hz. Hüseyin (r.a.) ve beraberindeki 72 kişi, Hicri 61'de Muharrem ayının onuncu gününde (10 Ekim 680) Kerbela'da Yezid'in ordusunca katledilmiştir. Bu üzücü olayın dışında Allah (c.c.) aşure gününde, on peygamberine on değişik ikram ve ihsanda bulunmuştur. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) bu günde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cudi Dağı'nın üzerine bugünde demirlemiştir. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından kurtulmuştur. Hz. Adem'in (a.s.) tevbesi kabul edilmiştir. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Muharrem Ayı'nın 10. günü çıkarılmıştır. Hz. İsa (a.s.) bugünde dünyaya gelmiş ve semaya yükseltilmiştir. Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur. Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır. Hz. Eyyûb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.
AŞURE
MALZEMELER
1 su bardağı aşurelik buğday
1 çay bardağı nohut
1 çay bardağı kuru fasulye
100 gram kuru kayısı
100 gram beyaz üzüm
500 gram toz şeker
Bir tutam karanfil
1 portakalın rendelenmiş kabuğu
Süslemek için: Nar taneleri, doğranmış kuru meyveler, fındık, fıstık, badem, tarçın, kavrulmuş susam, kuş üzümü
YAPILIŞI: Buğday, nohut ve kuru fasulyeyi ayrı ayrı kaplara alarak bir gece boyunca suda bekletilir. Buğdayı 4 litre su ekleyerek bir tencereye alınır ve boza kıvamı alıp iyice yumuşayıncaya kadar haşlanır. Nohut ve kuru fasulyeyi ayrı ayrı tencerelerde haşlayarak iyice pişirilir ve çıkan kabuklar atılır. Kuru kayısı ile inciri kare şeklinde keserek ayrı ayrı kaplarda 5 dakika haşlanır ve süzülür. Haşladığınız ve pişirdiğiniz tüm malzemeleri büyük bir tencereye alarak pişirilir. Bir tutam karanfil eklenir. Son olarak şekeri ekleyerek karıştırılır ve pişmeye bırakılır. Aşure kaselere koyulur ve üzeri dilediğiniz şekilde süslenir.
PÜF NOKTASI
Aşurelik buğdayın iyi derecede pişmesi bir gece önceden suda bekletilmesi gerekir. Suda yumuşayan buğdaylar, aşurenin kıvam almasını kolaylaştıracaktır.
Nohut ve fasulye de bir gece önceden suda bekletilmelidir. Böylece bakliyatların gazı alınmış olur ve yerken rahatsızlık vermez.
Aşurenin kıvamını çok yoğun istemiyorsanız azar azar sıcak su ilave edin.
Aşurede şeker çok önemli ne çok şekerli ne de az şekerli olmamasına dikkat edilmesi gerekir.
Kuru bakliyatları haşlayacağınız suyun temiz su olmasına özen göstermelisiniz.
Aşureyi gül suyu ile tatlandırmak istiyorsanız ocaktan aldıktan hemen sonra 1 çorba kaşığı kadar ilave edilebilir.
Kuru incir aşurenin hem tadını hem de rengini değiştirir. Bu yüzden kuru inciri aşureyi pişerken değil süslerken kullanmalısınız.