Kökeni oldukça eskilere dayanan sütlacın, yapısı itibariyle Türklerin ağırlıklı olarak göçebe yaşadıkları dönemlerde keşfedilmiş olması ve zaman içinde İpek Yolu ile batıya doğru taşınmış olduğu rivayetler arasındadır.
Türklerin hem pirinç hem de süt ile yakın ilişkisinin bulunması çok eskiye dayanıyor. Türkistan coğrafyası, pirinç kültürünün yaygın olduğu ve yüzyıllardır temel besin maddesi olarak tüketildiği coğrafyalardan olan Çin ve Hindistan ile komşudur. Bu komşuluğun getirdiği alışveriş sebebiyle etkileşimleri de oldukça fazladır.
Sütlü tatlılarımız içerisinde belki de en çok bilinen ve sevileni sütlaçtır. Divan-ü Lügatit Türk'te 'Uwa' isminde bir tatlıdan bahsedilir. Tarifi, "Pirinç pişirildikten sonra, soğuk suya konur; sonra suyu süzülerek içerisine şeker atılır, soğukluk olmak üzere yenir" şeklinde verilmiştir.
Sütlaç, 'sütlü aş' veya 'sütlü pirinç' adlarıyla ilk olarak 15. Yüzyılda tıbbi kitaplarda ve Kaygusuz Abdal'ın şiirlerinde geçer.
SARAY TATLISI SÜTLAÇ
İtalyan mutfağına da giren sütlaç, Papa V. Pius'ın 1570'de verdiği bir ziyafetin üçüncü yemeği olarak 'üzerine şeker ve tarçın serpilmiş Türk usulü sütlü pirinç' diye sunuldu. Türkiye'de de sütlaç, saray sofralarında yer alan saygın bir tatlıydı. İngiliz elçi Lord John Finch, Edirne Sarayı'nda IV. Mehmet'in huzuruna çıktıktan sonra sadrazam tarafından verilen ziyafette gene sütlaç vardı.
Birçok yabancı kaynakta Türk usulü pirinç şeklinde geçen sütlaç, mutfak kültürümüzün önemli tatlılarından birisidir. Bununla birlikte sütlaç, birçok ülkeye başka ad ile yayılmış, pirinç ve süt yerine farklı farklı malzemelerle hazırlanmış, farklı aromalar içeren değişik malzemelerle lezzetlendirilmiş türleri ortaya çıkmıştır. Tüm bu farklılıkları ile sütlaç, dünya mutfaklarında yaygın bir şekilde hazırlanmakta ve tüketilmektedir.
HEM BESLEYİCİ HEM FAYDALI
Tabii ki sütlaç sadece tarihi özellikleri ile değil, insan sağlığına faydaları ile de gönülleri fetheden bir tatlıdır. Yapılan çalışmalar özellikle sütteki B vitaminlerinin faydası, alkali olma özelliği, şekerin mutluluk üzerine etkisi gibi sebeplerle, mide ve beyin sağlığına son derece faydalı olduğunu göstermektedir.
MEŞHUR HAMSİKÖY SÜTLACI
MALZEMELER
1 lt. süt
Yarım su bardağı pirinç
1.5 su bardağı su
1 su bardağı şeker
1 yemek kaşığı un
1 yumurta
1 paket vanilya
Yarım çay kaşığı tuz
1 çay bardağı su
ÜZERİ İÇİN:
Bol fındık
YAPILIŞI: Sütü tencereye koyalım, ocağın altını açalım.
Süt kaynayana kadar başka bir tencerede pirinci 1 buçuk su bardağı su ile pişirelim.
Lapalaşan pirinci kaynayan sütün içine ilave edelim ve özleşene kadar kaynatalım.
Daha sonra şekeri ilave edip 2 dk. kadar daha kaynatalım.
Yumurtanın sarısını kullanacağız. Bir kaba yumurta sarısı 1 yemek kaşığı un ve 1 çay bardağı su, tuz koyup karıştıralım.
Hazırladığımız karışımı sütlaca ekleyelim hızlıca karıştıralım. Bu şekilde de 10 dakika kaynatıp vanilyayı ilave edip ocağı kapatalım. Toprak kaselere sütlacı bölelim. Fırın tepsisine kaseleri yerleştirip tepsinin yarısına gelecek şekilde su koyalım.
250 derecede sütlaçların üstü kızarana kadar pişirelim. Soğuduktan sonra üzerine bol fındıkla servis edebilirsiniz.
SÜTLACIN EFENDİSİ
Hamsiköy sütlacının en büyük özelliği sadece pirinç ile pişirilmesi. İçine nişasta, pirinç unu gibi kıvam vericilerin konmamasıdır. Kısa süreli fırınlanıp, bol fındıkla yenmesidir. Tabii ki her yemeğin yöre yöre değişmesi gibi bu sütlaç da yapılırken yöre yöre değişir.
İYİ BİR SÜTLACIN SIRLARI
Hamsiköy sütlacının tadı tarifte kullanılan sütün doğallığından ve tazeliğinden gelir.
Yumurtanın sarısını ayırırken dikkatli olun. Beyazı kalırsa sütle karışınca sertleşir ve koku yapar.
Pirinçler iyice yumuşayıp lapa kıvamına gelmeden sütün içerisine almayın.
Süt kaynadıktan sonra çok çabuk dip tutar. Bu nedenle sütlacı yaparken başından ayrılmayın ve sık sık karıştırın.
Toz vanilya yerine birkaç damla vanilya özütü de kullanabilirsiniz. Fakat miktarını kaçırırsanız sütlacın bembeyaz rengi kararabilir, dikkatli olun.
Mümkünse toprak kaplar kullanın.
Fırın tepsisine 1-2 parmak su koyarak kapların sıcaktan hasar görmesini engelleyebilirsiniz.