Düşünün, bir THY uçağında yolcusunuz. Yanınızdaki koltuktan bir ses yükseliyor: "Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Milyar dolarlık adamım. Türkiye'yi satın alırım!" Evet, Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Abdulkadir Özcan'ın son derece olgun ve mütevazı (!) bir şekilde kendini ifade ettiği anlardan biri bu. 21. yüzyılda, milyarlarca dolarlık servetle geldiğimiz nokta bu mu? Hadsizliğin zirve yaptığı, "Ben her şeyi yaparım" diyen bir zihniyetin utanç verici tezahürü. Olay, Dubai-İstanbul uçuşunda meydana geldi. Özcan, uçakta hem kabin ekibine hem de yolculara saldırgan bir tavırla bağırıp hakaret etti. "Milyar dolarlık adamım, Türkiye'yi satın alırım!" nidalarıyla adeta gökyüzünde bir ego fırtınası estirdi. Kabin ekibinin müdahalesiyle kelepçelenen Özcan, İstanbul'a kadar böyle geldi. Pilot durumu İstanbul Havalimanı kulesine bildirdi, uçak iner inmez polis Özcan'ı gözaltına aldı. Peki sonuç? Kimse şikayetçi olmadığı için serbest bırakıldı. Ama THY, onu kara listeye alarak bundan sonraki uçuşlardan men etti.
İNSAN OLABİLMEK BAŞKA
21. yüzyılın utancı olarak değerlendirdiğim bu olay sadece bir adamın patavatsızlığı değil, aynı zamanda bir zihniyetin aynası. Para kazandıkça nezaketini ve insanlığını kaybetmek nasıl bir başarı hikayesidir? İkinci el lastik satıcılığından lastik imparatorluğu kurmuş olabilir, ancak insan olabilmek başka bir mesele. Bu tür olaylar, toplumun değerler sistemine büyük bir tokat gibi iniyor. Zenginlik, insanların gözünde saygı kazanmak yerine rezil olmayı getirmemeli. Para, birçok şeyi satın alabilir, lüksü ayağınıza getirebilir, hatta kısa süreliğine sahte bir saygınlık maskesi taktırabilir. Ama unutmayalım ki bu maskenin altında ne olduğu asıl önemlidir. Saygınlık bir kredi kartı ekstresiyle, lüks bir otelde alınan VIP hizmetle ya da şişirilmiş bir ego ile gelmez. Bu, ancak bir bireyin öz değerleri, duruşu ve insanlara verdiği saygıyla elde edilebilir. Kalitesiz bir hayat görüşü, paranın arkasına saklanarak vizyon sahibi olunabileceğini sanıyor. Oysa vizyon, okumakla, öğrenmekle, deneyimlemekle, bazen bir kitabevinde, bazen ise sokakta büyüyen bir insani duruşla gelir. Kim bir zengin görüp saygıyla önünü ilikler ki? Saygınlık; dürüstlük ve empatiyle gelir.
SON 2024 MESAJI
Parayı kazanan kişinin kibrini ayıklayıp o kibrin altında kalmış insani değerleri bulabilir misiniz? Hayır! İşte bu yüzden parayla var olmaya çalışanların unuttuğu bir şey var: Hayatta en güzel şeyler parayla satın alınamaz. Paranın sağladığı konfor sadece bir araçtır. Ancak yaşamın tek amacı bu araca sahip olmak değil, o araçla doğru yolu bulmaktır. Etrafında yalakalık eden kalabalıklar biriktirenler, aslında o kalabalığın ne kadar sessiz ve samimiyetsiz olduğunu bilmez mi? O şaşalı dünyanın ardında aslında koskoca bir yalnızlık yatar. Toplumun artık bu yanlış algıyı reddetmesi gerekiyor. Paranın gücü geçer, ama ardında saygınlık bırakmayan bir insan unutulmaya mahkumdur. Sadece koltuğundan ibaret yaşam sürenlere benden son 2024 mesajı da bu olsun.
PARA: İNSANLARI NASIL DEĞİŞTİRİYOR?
Berkeley'de yapılan bir araştırmada, pahalı arabalar kullanan bireylerin yaya geçitlerinde yayalara yol verme oranının daha düşük olduğu tespit edilmiş. Araştırmacılar, bu durumun paranın insanlara bir tür 'ayrıcalık hissi' kazandırmasından kaynaklandığını düşünüyor. Daha fazla paraya sahip olan bireyler, kuralları çiğnemeyi daha normal görebiliyor ve sosyal normlardan kendilerini bağımsız hissediyor.