Bodrum'da öyle ciddi bir çevre meselesi var ki, kimsenin umurunda değil. Yaz başından bu yana yerinden 10 dakika ayrılmayan, teknelerini yazlık ev gibi kullanan ve koyları kapatan kişiler var. Bir tekne sintinesini yani atıklarını açığa boşaltmadan birkaç gün dayanabiliyor. Peki bizim yat sahibi, görünüşte çok duyarlı, şirketlerinde her yıl sürdürülebilirlik projeleri için milyonlar ayıran patronlarımız ne yapıyor? Gece olduğunda teknelerinin sintinesini bırakıyor.
Çevre konusunda duyarlı röportajlar veren bu patronlar, yerleri kapılmasın diye bulundukları koydan çıkmıyor ve atıklarını da oldukları yere bırakıyorlar. Özellikle Cennet Koyu, korkarım sintine koyu olarak adını değiştirecek yakında. Sintineler mutlaka açık denizde boşaltılmalıdır; yoksa cezai bir yaptırımı olmak zorunda ve bunun denetlenmesi gerekiyor. Örneğin, bu hafta tam da bu olaya uygun emsal bir karar çıktı. Muğla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğü tarafından turizm cenneti Bodrum'un Küdür Koyu'na kanalizasyon suyunu boşalttığı iddiasıyla 464 bin 585 lira ceza kesilen Muğla Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü yetkilileri için yargılanma yolu açıldı.
TURİZM BALTALANIYOR
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ihbar üzerine Bodrum Yalıkavak MUSKİ'ye ait atık su arıtma tesisine 23 Mart 2024'te denetim gerçekleştirdi. Denetimde, dereye deşarj edilen boru, derenin denize ulaştığı yer ve denizden olmak üzere üç farklı noktadan numuneler alındı. Bakanlığın laboratuvar tahlili raporunda, numune alınan noktalarda yosun tuttuğu ve yoğun koku gözlemlendiği belirtildi. Ayrıca, MUSKİ'nin Yalıkavak Küdür Koyu'na arıtmayı by-pass ederek ayrı bir hat döşediği ve kanalizasyonu kuru dere üzerinden denize deşarj edip halk sağlığını tehdit ettiği aktarıldı. Denize dökülen pis su analizinde fekal koliform (dışkı) değerinin 50 bin çıktığı tespit edilmişti. Şimdi Cennet Koyu'nda gece yarısı açığa gitmeden sintinesini bırakan tekneler de denetlenmeli. İnsan sağlığı ve turizmin baltalanıyor.
Teknelerin sintine boşaltma süreçleri sıkı şekilde kontrol edilmeli ve ihlal edenlere caydırıcı cezalar uygulanmalı. Çevreciler, turizmciler ve halk el ele verip koylarımızı korumak için harekete geçmeliyiz. Yoksa bu güzelim cennet koyları, sintine kokusuyla kaybolup gidecek.
PAHALILIK MI? SİZ YAPTINIZ
Bodrum'da herkesin dilinde aynı şey: "Pahalılık aldı başını gidiyor!" Evet, doğru duydunuz. Pahalı! Ama bir dakika, pahalılıktan en çok kim şikayet ediyor? İster inanın ister inanmayın, fiyatları tavana vurduran esnaf!
Eve gelen bahçıvan, geçen yıl günlük 200 TL alıyordu, bu yıl ise bin 500 TL. Tesisatçı desen, geçen yaz 500 TL alırken şimdi bin 200 TL alıyor. Klimacı bulmak ise mucize; istediğiniz rakamı verin, adamlar karaborsada! Taksiciler, market sahipleri, valeler, restoran işletmecileri... Herkes pahalılıktan dert yanıyor. Ama bir dakika, bu durumu fırsat bilip fiyatları uçuran da yine kendileri!
Ev sahiplerine gelelim. Hiç para sıkıntıları yokken kiracılarını sokağa atıp kiralarını 10 katına çıkaran bu insanlar şimdi pahalılıktan yakınıyor. Kimse kusura bakmasın ama en çok şikayet edenler, bu durumu fırsat bilip insanları kazıklayanlar. Evet bazı şeyler pahalı, tamam. Ama o fiyatları siz yaptınız!
Tuzu kuru olanlar, bir yandan pahalılıktan şikayet edip diğer yandan kazançlarını artırmanın keyfini sürüyor. Asıl mesele şu: Pahalılıktan en çok şikayet edenler, bu durumu fırsat bilip fiyatları yükseltenler. Pahalılıktan şikayet edenlerin ağzı kulaklarında! Bizse pahalılık altında ezilirken, onların keyfi yerinde. Evet, Bodrum pahalı. Ama bu fiyatları kim yaptı? Esnaflar, ev sahipleri, hizmet sektörü... Bu fiyatları siz yaptınız. Şimdi pahalılıktan şikayet etmeyin. En büyük kazancı sağlayanlar, en çok ağlayanlar! Pahalılığın nedenini arıyorsanız, aynaya bakmanız yeterli.