Bu yıl 77'ncisi düzenlenen Cannes Film Festivali, her yıl sinema endüstrisinin ünlü isimlerini bir araya getirirken, bu yılki açılış töreni sadece filmler ve ünlülerle değil, aynı zamanda önemli bir protesto eylemiyle de dikkat çekti. Sinema sektöründeki çalışma şartlarının iyileştirilmesini talep eden "Ekranların Arkasındaki Yoksulluk (Sous les Ecrans la Deche)" kolektifi, festivalin ilk gününde seslerini duyurmak için çeşitli eylemler gerçekleştirdi.
DAHA İYİ ÇALIŞMA ŞARTLARI
Kolektif, özellikle sözleşmeli olarak çalışan işçilerin ve Fransız işsizlik sigortası reformundan olumsuz etkilenen sinema sektörü çalışanlarının durumunu gündeme getirdi. Herkes bu eylemin neden yapıldığı konusunda bir fikir attı ortaya, ben de eylemin perde arkasını araştırdım. İşte eylemcilerin başlıca talepleri, başlıca neden çalışma koşullarının iyileştirilmesi, sözleşmeli işçilerin daha iyi çalışma şartlarına sahip olmaları gerektiği ve uzun çalışma saatleri, düşük ücretler ve iş güvencesinin eksikliği, sinema endüstrisinde yaygın sorunlar olarak belirtiliyor. Öte yandan Fransız işsizlik sigortası reformlarının sinema çalışanları üzerinde olumsuz etkileri olduğu iddia edildi. Reformların, sektördeki işçilerin maddi güvencelerini zayıflattığı ve geçimlerini sağlamakta zorlandıkları konuşuldu. Festivalin açılış töreninde yaşanan bu olay, sinema dünyasının sadece sanatsal başarılarıyla değil, aynı zamanda çalışma koşulları ve sosyal adalet konularındaki duyarlılığıyla da öne çıkması gerektiğini gösterdi.
7 DAKİKA AYAKTA ALKIŞLANDI
Usta yönetmen Francis Ford Coppola'nın uzun yıllardır üzerinde çalıştığı tutku projesi 'Megalopolis' Cannes Film Festivali'nde ilk kez izleyici karşısına çıktı. Adam Driver, Giancarlo Esposito, Aubrey Plaza, Shia LaBeouf, Dustin Hoffman gibi yıldızlarla dolu iki saat yirmi dakikalık distopik film, seyircileri ikiye böldü. Filmin ardından, Coppola ve ekibi dakikalarca ayakta alkışlandı, ancak bazı olumsuz tepkiler de vardı. The LA Times'tan Joshua Rothkopf, 'Megalopolis'te keyif alınacak çok şey var" derken, Variety'den Peter DeBruge, filmi "Kariyer sonu açıklamalarından biri" olarak nitelendirdi. Rolling Stone'dan David Fear, filmi "Tavizsiz, entelektüel ve romantik" olarak tanımlarken, The Guardian'dan Peter Bradshaw, "Şişirilmiş, sıkıcı ve sığ" buldu. Filmin konusunu, New York City benzeri bir metropolü sürdürülebilir bir ütopya olarak yeniden inşa etmeye çalışan mimar Cesar Catilina'nın hikayesi oluşturuyor. 'Megalopolis' birçok uluslararası dağıtımcıyı güvence altına aldı, ancak Amerika Birleşik Devletleri ve Avustralya gibi önemli pazarlar için henüz bir dağıtımcı bulamadı.
FESTİVALDE KARBON AYAK İZİ FARKINDALIĞI
Dünya genelinde iklim değişikliği ve çevresel sorunlar her geçen gün daha da önem kazanırken, büyük etkinlikler ve festivaller de bu farkındalığın parçası olmaya başladı. Cannes sadece film endüstrisindeki rolü ve etkisiyle değil, aynı zamanda çevresel sorumluluğa olan bağlılığıyla da ön plana çıkıyor. Festival 2021'den bu yana çevresel sürdürülebilirlik konusunda proaktif bir yaklaşım benimsemiş ve karbon ayak izini azaltmak için çeşitli somut eylemler hayata geçirdi. Festival, etkinlik süresince ortaya çıkan karbon emisyonlarını ve üretilen atıkları minimize etmeyi hedeflemektedir. Bu kapsamda enerji tasarrufu sağlayan teknolojiler kullanmakta, etkinlik alanlarında atık yönetimi sistemlerini optimize ediyor. Gönüllü karbon katkıları sayesinde, çevreye faydalı projelere fon sağlıyor. Son üç yılda bu amaçla 2,2 milyon Euro tahsis edildi . Festivalin yıllık karbon ayak izi ölçümleri kamuoyuyla paylaşılıyor ve bu şeffaflık sayesinde çevresel taahhütler daha da güçlendiriliyor. Cannes film festivalinin çevresel duyarlılık konusundaki başarılı uygulamaları, Türkiye'deki festivaller için de örnek teşkil edebilir. Türkiye'deki festivaller, enerji verimliliği sağlayan teknolojilere yatırım yaparak ve etkinlik süresince daha az enerji tüketen çözümler kullanarak karbon emisyonlarını azaltabilirler.