Türk galerilerin seçkilerini uluslararası sanat platformlarına taşıması, sanatçıların uluslararası arenada tanınmaları açısından çok önemli. Sanat dünyası şu sıralar önümüzdeki hafta gerçekleşecek Latin Amerika'nın en büyük sanat fuarı Zona Maco'da Türk sanatçıların eserlerinin kıtalararası yolculuğu için heyecan içinde. 8-12 Şubat tarihleri arasında Meksika'nın başkenti Mexico City'de izlenebilecek fuar, dünyanın dört yanından sanat dünyasını buluştururken Türkiye'den de birçok sanat galerisini ağırlayacak.
BATMAN GURURLAN
İstanbul ve Düsseldorf galerilerinde yer verdikleri kapsamlı sergiler ile dikkat çeken bir galeri, sanat fuarına Lal Batman'ın fuar için özel olarak ürettiği seçki ile katılmaya hazırlanıyor.
Fuar; Galeriler Bölümü Ana Salon, Sur, Modern Sanat, Ejes dahil olmak üzere 4 kısımdan oluşuyor. Uluslararası bir fuara ilk defa solo bir seçki ile katılacak olan Batman'ın özel ürettiği son dönem işleri, fuarın küratoryal projelerini de içeren Sur bölümünde temsil edilecek. Batman'ın seçkisinde plastik ve dijital malzemeleri iç içe kullandığı çalışmalarına ek olarak resim, yerleştirme ve interaktif eserler yer alacak. Feminizmden ilham alan sanat eserlerinin bir arada olacağı Sur bölümünün küratörlüğünü Luiza Teixeira de Freitas üstleniyor.
Batman seçkide yer alacak eserlerinde, 'izleme' ve 'izlenme' kültürüne yer verirken, paylaşmanın ve kitlelerle birlikte düşünmenin de önemine dikkat çekiyor.
NURİ BİLGE CEYLAN HAKLI AMA...
Geçtiğimiz günlerde Nuri Bilge Ceylan'ın 'Ahlat Ağacı' filmindeki bir sahnede yer alan 'Su Katılmamış Taşralı' metninin izinsiz kullanıldığı gerekçesiyle Ceylan'a açılan davayı yazmıştım. Nuri Bilge Ceylan'a haksızlık mı yapılıyor diye de sormuştum, konu üzerine birçok e-mail geldi, benimle aynı fikirde olan birçok insan varmış ancak hukuk nasıl oldu da bu meselede karşı görüşte bulundu anlamış değilim. Bana gelen belgeler acaba o mahkemeye sunulmadı mı? 'İzinsiz filmde kullanıldı' denilen metnin iznini yayınevi vermiş meğer ama belli ki birileri konudan nemalanmak ve popüler olma çabası içine girmek istemiş. Hukuk da tam olarak bizim dünyaca ünlü yönetmenimizin itibarına bir darbe de biz vuralım demiş... NBC davayı kaybetti. Bir yönetmene 'çaldı' demek işte bu kadar kolaymış bunu gördük. Filmin en önemli ve unutulmaz sahnelerinden birinde kullanılıyordu bu metin. Hatırlayın Serkan Keskin'in ve Doğu Demirkol'un karakterlerinin Taşra ve Edebiyat sempozyumuna katılmak isteyen bir yazarın mektubu hakkında konuştuğu sahne... Dava bahanesiyle o güzel replikleri tekrar anımsadık, dilerim gereksiz dava konularında NBC'nin adını bir daha duymayız.
İKİ SANATÇI ARASINDAKİ ÇALINTI REPLİK KRİZİ
Esra Gülmen son yılların en dikkat çeken sanatçılarından. Birçoğumuz onu ilk sergisi Don't Play With My Emotions ya da Berlin'de sergilenen Don't I look Turkish? (Sen Hiç Türk'e Benzemiyorsun) sergisi ile tanıdık. Kendisi bu kez çalıntı bir replik kriziyle gündemde. Işıl Eğrikavuk da 2018 de aynı anlama gelen bir eser yapmış.
Hem Gülmen'in hem de Eğrikavuk'un Almanya'daki Türklük meseleleri üzerine yaptıkları işler, sanatsal boyutta dikkat çekici. Aslında Sen Hiç Türk'e Benzemiyorsun eseri, senin benim kavgasından öte değerlendirilmesi gereken hassas bir meseleye de konu oldu, milliyetçileri kızdırdı. Bazı yabancıların sözde iltifat etmek için Türklere söylediği, işin daha kötüsü bazı Türklerin de cevaben teşekkür ettiği, o hakaretten bozma iltifata dikkat çekiyor eser. Mesajın tartışılması kesinlikle gerekir çünkü bu tarihten günümüze gelen müthiş yanlış anlaşılan bir mevzu.