Ülkemizin en büyük havacılık, uzay ve teknoloji festivali Teknofest, yıllardır sürdürdüğü başarıyla hayata geçirdiği yarışmalarla daha çok genci bu sektöre teşvik ediyor. Milli teknoloji üretme ve geliştirme konusunda gençlerin ilgisinin artırılması hedeflenerek bu alanlarda çalışan binlerce gencin projesine destek olmak için festival kapsamında düzenlenen 'Teknoloji Yarışmaları' bu yıl 40 ana yarışma, 99 farklı kategoride düzenleniyor.
Yarışmalara 81 il, 107 ülkeden 150 binin üzerinde takım, 600 binin üzerinde katılımcının başvuruda bulunduğunu öğrendim. İnanılmaz bir rakam gerçekten. Teknofest teknoloji yarışmalarıyla 5. yılında da hayallerini gerçeğe dönüştürmek ve en iyisi olmak için mücadele eden gençlerin başarılı ve öz güvenli projelerine sahne olmaya devam ederken ön eleme aşamasını geçen takımlara 22 Milyon TL'nin üzerinde malzeme desteği, Teknofest'te yarışıp dereceye girmeye hak kazanan takımlara da 7 Milyon TL'nin üzerinde ödül veriyor.
İşte bu şahane festival için şu sıralar gün sayıyoruz. Peki, 30 Ağustos-4 Eylül 2022 tarihleri arasında Samsun Çarşamba Havalimanı'nda düzenlenecek festivalde bu yıl neler var? Neler yok ki desek daha doğru olur. Bir havacılık festivalinden çok daha fazlası, teknoloji, bilim, havacılık-uçuş gösterileri, sergiler, zirveler, atölyeler, sahne gösterileri, konserler,
Türkiye'nin önde gelen kamu ve özel sektör firmalarının en inovatif ürünlerini sergilediği fuar alanları, gökyüzünde heyecan ve adrenalinin bir an olsun eksilmediği festivalde tamamı yerli üretim olan Milli Kanatlar'ın gösteri uçuşları, AKINCI Taaruzi İnsansız Hava Aracı (TİHA), Bayraktar TB2, Hürkuş, Atak Helikopteri, Gökbey Helikopteri, Aksungur ve Türk Silahlı Kuvvetlerine ait F-16 uçakları ile Solo Türk ve Türk Yıldızları'nın muhteşem akrobasi uçuşları festival heyecanını doruklara taşıyor.
REFİK ANADOL SÜRPRİZİ!
Bu yıl festival kapsamında düzenlenen Refik Anadol Makine Hatıraları: Uzay Sergisi, bilim şovlar, dikey rüzgar tüneli ve sanal gerçeklik tüneliyle de 6 gün boyunca ziyaretçilere dopdolu bir program sunuluyor. Statik sergi alanında sergilenecek Teknofest'te ziyaretçilerle buluşacak olan Makine Hatıraları: Uzay sergisi, evrenin derinliklerini keşfetmeyi amaçlayan bilimsel girişimler ve yapay zeka kullanılarak yapılan görsel spekülasyonlar aracılığıyla, bilgi kümelerinin açık uçlu estetik olanaklara dönüştüğü alternatif bir veri evreni yaratıyor.
İki bölümden oluşan serginin ilk bölümü olan Hatıralar, Refik Anadol'un yapay zekayı kullanarak uzayla ilgili henüz yorumlanmamış görsel verileri topladığı ve onları pigmentlere dönüştürdüğü bir dizi dinamik veri tablosu sunuyor. İkinci bölüm, Düşler, üç boyutlu veri heykelleri ve 15 dakikalık, mekanla bütünleşik bir yapay zeka sineması enstalasyonundan oluşuyor. En son 3D baskı teknikleriyle oluşturulan veri heykelleri Hubble, ISS ve Mars teleskoplarının görsel hatıralarından esinlenen sentetik manzaraları temsil ediyor. Eser, çeşitli gök cisimlerinin olası şekillerinin spekülasyonunu yapan bir algoritmayı eğitmek üzere gelişmiş uzay teleskopları ve diğer uydular tarafından kaydedilen ve şimdiye kadar en büyük uzay temalı veri kümesi olan iki milyondan fazla görüntüden yararlanıyor.
PİŞMAN OLUNAN ROLLER
Hollywood yıldızlarının son dönemde konuk oldukları podcast serilerinde müthiş hikayeler dinliyoruz. Son derece samimi açıklamalar; pişmanlıkları, hakkında çıkan haberlerin doğrulukları ve keşkeleri. Idris Elba, Jemele Hill Is Unbothered adlı podcast'te yıllardır James Bond rolüne en çok yakıştırılan oyunculardan biri olmasından bıktığını söyledi. O kadar güldüm ki söylediklerine, "Tembel gazetecilik bu yakıştırmalar" dedi. Başka bir podcast'te rollerinden pişman olan oyuncular konuşuluyordu, Tom Hanks, Andrew Beckett rolüyle ilk Oscar'ını kazanmış olmasına rağmen, bu rolden çok pişmanmış ve film bugün çekilseydi haklı olarak kendisinin rol almayacağını belirtmiş. Keza George Clooney de Batman&Robin'deki Batman performasını ve de senaryoyu kötü bulduğunu söylüyor. Tüm pişmanlıkların nedenleriyle açıklandığı bir cesur podcast serisi de bizim ülkemizde yapılsa ne şahane olur öyle değil mi?