Yakın zamanda çocuk yetiştirmenin de bir ehliyeti olmalı artık dedirten bir olaya şahit oldum. Ne üzücü ki olayın baş kahramanları iki doktor. 2.5 yaşındaki çocuklarını vegan büyüttüklerini açıklayarak onu sosyal medyada fenomen yapmaya çalışıyorlar. Ailenin, 2.5 yaşındaki çocuk yerine karar verme hakkını geçiyorum, çocuklarını bir deneye kurban ederken sağlığına verebilecekleri zarar ihtimalini hiç mi düşünmüyorlar? 'En modern, en duyarlı sizsiniz' alkışları mı bekliyorlar, 2.5 yaşındaki bir çocuk üzerinden yapılan hangi zihniyetin şovudur bu anlamış değilim.
Çocuk 18 yaşında özgürdür, istediğine karar verir, onun bu kararına saygı duyarsınız ama 2.5 yaşında doğuştan vegan bir çocuk yetiştirmeye kimse saygı duyamaz. Anne-babanın doktor olması doğru referans noktaları da oluşturmaz. Dünyanın birçok yerinde çocuklarını böyle bir durumda bırakanlara ağır cezalar verildi, hatta çocuğa el konulması gündeme geldi. Bu insanlar linç edildi. Haklılardı da çünkü çocuklar hastalandı. Hatırlayalım; İtalya'nın Milano kentinde vegan bir çiftin bebeği yetersiz beslenme ve kalp rahatsızlığı nedeniyle hastaneye kaldırılınca, mahkeme çocuğun velayetini anne-babasının elinden aldı. Hindistanlı baba ile İtalyan annenin, hiçbir hayvansal gıdanın yer almadığı vegan diyetiyle beslendiği, oğullarına da bu diyeti uyguladığı belirtildi. Büyükanne ve büyükbabası tarafından hastaneye götürülen Andrew isimli 13 aylık bebeğin, 3 aylık bir bebeğin gelişimini gösterdiği, kalsiyum eksikliğinden kalp rahatsızlığına kadar birçok bozukluk taşıdığı belirlendi. Hastane yetkililerinin şikayette bulunması üzerine mahkeme, bebeğin velayetinin anne-babasından alınarak geçici olarak hastaneye verilmesine karar verdi. Bunun üzerine Andrew kalp ameliyatı geçirerek tedavi altına alındı.
Benzer bir olay ABD'nin Florida eyaletinde de yaşandı, vegan bir anne-baba da vegan yetiştirdikleri bebeklerinin ölümüne neden olmakla suçlandı. 18 aylık bebek vegan beslenme sonucu öldü, aile polise teslim oldu. Buyurun sonuç! Bizim ülkemizde neden kimse bu şuursuzluğa sesini çıkarmıyor? Bu konuda kanunlar olmalı. 4 yıllık bir vejetaryen olarak veganların hassasiyetini ve savundukları felsefeyi gayet anlayabiliyorum. Burada asıl mesele 'bir çocuğun ya da kişinin vegan beslenmesi sağlıklı veya sağlıksız' tartışması değil, mesele bir çocuk üzerinden yapılmaya çalışılanlar... Küçücük çocuğun fotoğraflarının sosyal medyada paylaşılmasında iyi niyetli bir durum göremiyorum. Çocuğunu bir reklam panosu gibi kullanırken o çocuk büyüdüğünde bundan hoşnut olacak mı, bir düşünülmeli. Düşünsenize çocuğun neyin içinde olduğundan haberi bile yok ve belki bilinci olsa bu şekilde göz önünde olmayı da istemeyecek. Acilen bizim ülkemizde de Amerika'da ve İngiltere'deki gibi çocuğa müdahale edilmeli.
ÖNCE MÜZAYADE SONRA MAHKEME
Geçtiğimiz hafta boşanma davalarında sanat eserlerinin paylaşılamamasını yazmıştım, bunun üzerine birçok boşanma müzayedesi haberi geldi. New York'lu Harry Macklowe ve eşi Linda Macklowe yollarını ayırsa da, sanat koleksiyonlarını açık artırmaya çıkarmış ve müzayede 676 milyon dolar ile sonuçlanmış. Mahkeme, çiftin üç yıl orta yolu bulamaması sonucunda elde edilen gelirin ikiye bölünmesine karar vermiş. Açık artırmada soyut sanat örneklerinden Mark Rothko'nun No 7 isimli tablosu 82.5 milyon dolara alıcı buldu. Dünyanın en pahalı heykeltıraşı Alberto Giacometti'nin Le Nez heykeli 78,4 milyon dolara satıldı. Türkiye'de de benzer olay Ferid Ezgü'nün başına gelmiş, rakamlar çok yüksek değil ancak yine de bir boşanma müzayedesi gerçekleşmiş.