11 ayın sultanı Ramazan, İstanbul'da her yıl coşkuyla karşılanıyor. Bu coşkunun en çok hissedildiği yerlerden biri de Sultanahmet... Ramazan ayının huzurunu ve bereketini doyasıya yaşamak isteyenler, Sultanahmet Meydanı'nda düzenlenen etkinliklerde buluşuyor. Ben de bu huzurun parçası olmak için Sultanahmet'in yolunu tuttum.
İftara daha birkaç saat var ama meydanda öyle bir kalabalık toplanmış ki, sormayın... Bu kalabalık sanırım beni doğru yere götürecek diyerek yürümeye devam ediyorum. Tam da aradığım yerdeyim... Atv'de reyting rekorları kıran Prof. Dr. Nihat Hatipoğlu'nun program çekiminin yapıldığı alana ulaşıyorum. Programa seyirci olarak katılmak isteyenler, kapıda uzun bir kuyruk oluşturmuş. Kalabalıktan usulca sıyrılıp çekim ekibinin bulunduğu yere geçiyorum. Atv ekibi hummalı bir çalışma içerisinde... Programın yapımcısı Sultan Önen, seyircilerle tek tek konuşup hangi konularda soru soracaklarını öğrenmiş. Reji hazır, iftar sofrası hazır, Nihat Hoca önündeki kağıtlara göz atıyor, yanında eşi ve oğlu var. Kimsede bir telaş, koşturma yok; herkes son derece profesyonel, sakince yayın saatini bekliyor. Nihat Hoca'nın yüzü gülüyor... Ben de 'Şimdi doğru zaman' diyerek sorularımla kendisinin yanına gidiyorum. "Hocam kapıda felaket bir sıra vardı, yanınıza zor gelebildim" diyorum. "Bugün iyi aslında... Sen hiçbir şey görmedin, hafta sonu gelseydin keşke" diyor. İzdiham oluyormuş hafta sonları...
Nihat Hatipoğlu, bu yıl gençlerin programa daha çok ilgi gösterdiğini söyleyip ekliyor: "Dini bir programın her yerde konuşulması beni çok mutlu ediyor." Gençlerin Nihat Hoca'ya en çok hangi soruları sorduklarını merak ediyorum. Gençlerden en çok; kopya çekmek, dövme yaptırmak ve sivri sakal bırakmakla ilgili gülümseten sorular geliyormuş.
Peki Hatipoğlu yayına nasıl hazırlanıyor? "Ekiple 'Yarın ne konuşalım?' diye kısaca görüşüyoruz, öyle uzun toplantılar yapmıyoruz" diyor. Zaten yayına çıkınca, sohbetlerin yüzde 80'i doğaçlama gelişiyormuş.
Rahmetli Mehmet Ali Birand, bir gün Nihat Hoca'nın sohbet sırasında söylediklerini bir yerden okuyup okumadığını sormuş. "Mutlaka okuyordur, hayatta inanmam" demiş. Yayına katıldığında ise şok olmuş ve Hatipoğlu'na "Sahiden okumuyormuşsunuz" demiş.
Son olarak Nihat Hoca'ya ekranda giydiği kıyafetleri soruyorum. Kıyafetlere eşinin karar verdiğini söylüyor. Ardından yayın başlıyor, ben de seyirciler arasında yerimi alıyorum. Hocaya yöneltilen soruların bir kitapta toplanması gerektiğini düşünüyorum. O günkü favori sorum ise şu oldu: "Hocam, eşim bana 'Kendi işini kendin yap' diyor. Bu normal bir davranış mı?" Nihat Hoca da şu cevabı verdi: "Evin hakimi kadın, dışarının hakimi ise erkektir. O yüzden kadın, eşine 'Kendi işini kendin yap' diyorsa, o evlilik sürmez."