Çok düşkün olduğum, her şeyden çok sevdiğim ve gece kalkıp nefesini bile kontrol ettiğim babamı bir yıl önce kaybettim. Bu süre içinde babamın ölümü bir saniye bile aklımdan çıkmadı. Yardımcı olur diye psikoloğa gittim ama işlerim yüzünden devam edemedim. Lütfen bana bir yol gösterin; durumu nasıl kabullenip yaşamıma devam ederim bilmiyorum ve babasız yaşayamıyorum.
Yas tutmak: düşünen ve hisseden her insanın doğasında vardır. Kaybın büyüklüğü ve anıların yoğunluğu, yasın derinliğini de artırır. Buna karşın; yas ne kadar doğal ise yastan kurtulmaya çalışmak ve yaşama tutunmak da o derece doğaldır. İnsanı değerlendirirken; duygu, düşünceler ve bilgi ile biçimlenmiş entelektüel kılıfın altındaki ilkel canlıyı gözardı etmemek gerekir. Çünkü asıl olan onun istekleridir; karnı doysun, güvende olsun ve nesli sürsün ister. Bunun için de yaşamalı ve yaşama dört elle sarılmalıdır. Her ne kadar derin bir üzüntü içerisinde olsanız da, sizin mesajınızdan da, bu durumdan kurtulma isteğiniz açıkça anlaşılıyor. Yas; kişisel bir deneyimdir ve ne kadar süreceği ile şiddeti kişiden kişiye değişir. Kimileri birkaç hafta içinde yeni yaşama ayak uydurmaya başlarken bir başkası için ise yaşamının ne kadar değiştiği ya da kaybın ne kadar beklenmedik olduğuna bağlı olarak bir yıldan fazla sürebilir. Yas tutmak sadece üzgün olmak anlamına gelmez; genel olarak hüzün ve çökkünlük vardır. Duygularda öfke, üzüntü, mutsuzluk, endişe ve korku hissedilirken zaman zaman dinginlik ve içi kaplayan bir mutluluk da ortaya çıkabilir. Yas, kendi doğal seyri içerisinde son bulur ve genellikle tedavi gerektirmez. Buna karşın sorunun çetrefil hale geldiği durumlarda profesyonel yardıma ihtiyaç olabilir. Eğer yas tutan kişide; uzun süren ve kendi kendine çare bulunamayan bıkkınlık, bezginlik, ilgisizlik, isteksizlik, içe dönme, çevre ile ilişkileri kesme, işten uzaklaşama, öz bakımda azalma, kendine ve çevresine zarar verme ve intihara eğilim ortaya çıkmış ise bahsedilen profesyonel yardımın zamanı gelmiş demektir. Ancak insanın uzun süren yastan kurtulması için kendi kendine yapabilecekleri de vardır. En başta da kendi duygularını iyi anlamaya çalışması gelir, çünkü aynı anda birbiri ile çelişen farklı hisler yaşanıyor olabilir. Hem üzüntü hem rahatlama hissedilebilir.
RAHATLAMAK İÇİN YAZIN
Bu karmaşık duyguları anlamak için yazmak iyi bir yoldur. Çünkü yazmak;
* Sizi düşünmeye zorlayarak, bu düşünceleri düzenleyip analiz etmenizi sağlar.
* Daha önce farkında olup irdelemediğiniz bir konuyla yüzleşip, anlayışınızın derinleşmesine yardım eder.
* Olanların sizi ve yaşamınızı nasıl etkileyeceğini anlamak üzere her şeyi bir sıraya koymanıza ön ayak olur. Kendinizi hazır istediğinizde şunları yapın:
* Yazmak için zaman ayırın.
* Rahat ve kendi başınıza kalabileceğiniz bir yer seçin.
* Nasıl yazacağınıza karar verin; günlük mü tutacaksınız, hikaye mi yazacaksınız ya da kaybettiğiniz kişiye mektup ya da şiir mi dökülecek kaleminizden...
* Nasıl yazdığınızı kafanıza takmayın; günlük yaşamınızdan ya da anılarınızdan bahsedin.
* Ne hissediyorsanız yazın. Düşüncelerinizi süzgeçten geçirmeyin; aklınıza ne geliyorsa kağıda dökün. İçinizden korku, öfke ve hayal kırıklığı gibi kuvvetli duygular yükselebilir; izin verin. Yaşadığınız küçük mutluluklardan da bahsetmeyi unutmayın. Yaşadığınız güçlü duygulardan endişeniz varsa yol gösterecek birisine danışmaktan çekinmeyin.