Okuyucu mektupları
* Sayın Bengi Hanım. 2 yaşına gelen bir çocuğum var. Tuvalet eğitimi ne zaman vermem gerekiyor? Selamlar. A.S
* Sayın Semerci, 26 aylık kızımız istedikleri olmayınca başını yerlere vuruyor. Çok endişeleniyoruz. Ne yapabiliriz? Saygılar,
Bir yaşından sonra bebekler iki mucize gerçekleştirir: yürümek ve konuşmak. Bunlar mucizedir, çünkü bebekler için, ebeveynleri olmadan dolaşabilmek ve isteklerini anlatabilmek demektir. Bu yeni yeteneklerini kullanarak çevreyi tanımaya çalışırlar. Bir yandan anneye bağımlılık sürerken, bir yandan da anneden kopma çabası ortaya çıkar. Bu nedenle anne ile arada devamlı bir çekişme başlar. Bebek, kabul ettiği bir şeyi biraz sonra reddeder, verdiği bir şeyi biraz sonra geri ister. Her şeye itiraz etmek ve "yok" kelimesini sıkça kullanmak, en önemli özelliği haline gelir. Kendi yaş grubu ile bir arada bile olsa, pek oynamaz, genellikle kendi kendilerine oynarlar. Ortak noktaları ise sadece aynı oyuncağı "benim, benim" şeklinde paylaşamamaktır.
'BABALARI TUTMA'
İstekleri olmayınca tutturur, ağlar, kendini yere atarlar. Bazen bu dönemde başını yere ya da duvara vurma, isteği yapılana kadar diretme, ağlama görülür. Bu duruma 'babaları tutma' denir. Bu durumda yapılması gereken, aşırı tepki vermeden, çocukla inatlaşmadan kendine zarar vermesini engellemek, ama bu davranış nedeniyle de istediğini yerine getirmemektir. Çünkü isteklerini bu şekilde yaptırmayı öğrenen çocuk, davranışını sürdürür.
Anne ve bebek arasındaki mücadele alanlarından biri de yemektir. Yemeğe elini sokmak, kaşığı kendi kullanmak, yemekle oyun oynamak isteyen bebeğe karşı, bir an önce karnının doymasını isteyen, ortalığın kirlenmesinden endişelenen, kendi yedirmediği ve onun istediği kadar yemediği zaman çocuğun doymadığını düşünen bir anne vardır. Bu savaş, anne ve bebek arasındaki ilişkinin gerginleşmesine ve yemek saatini adeta bir üstünlük kabul ettirme saatine dönüşmesine neden olur. Oysa bebeğe izin verilerek yemek saati zevkli hale getirilebilir.
Bu dönemde eğer her istediğini yapmasına izin verilirse, bebeğin sosyalleşmesi engellenir. Her istediğini yaptırmaya çalışan, kural tanımayan, sadece kendi isteklerinin yapılmasını düşünen, saldırgan bir insanın temelleri atılmış olur. Tam tersi olarak çok baskılanır, anne kural koymayı ve uygulamayı abartarak çocuğun sadece kendi istediği gibi davranması için aşırı otorite kurarsa, o zaman aşırı uysal, takıntılı, fazla titiz bir kişilik geliştirir ki; bu ileride sorunlara yol açar. Gürültü çıkaran oyuncaklar, yıkılan kuleler, en değerli oyunlardır. Ayrıca zaman zaman toprak, kil, hamurla oynama ve kirlenmesine izin verme, çocuğun gelişimi için sağlıklıdır.
Çocuğu koruma adına her şeyi ortadan kaldırmak, evin düzenini bozmak gerekmez. Devamlı çocuğa zarar gelecek, ya da çocuk birilerine zarar verecek diye aşırı korumacı davranmak doğru değildir. Çocuğun bu yaşlarda ilgisinin kolayca başka şeye çekilebileceği unutulmamalı, gereksiz çekişmelere girmek yerine zararlı olacak şey alınarak daha cazip bir nesne verilmeli ya da daha ilginç bir eylem önerilmelidir. Böylece çocuk hem annenin istediğini yapacak, hem de gereksiz inatlaşma yaşanmamış olacaktır. Benzer çekişmeler uyku saati ve şekli içinde çıkar. Çocuğun kendi odasında, uygun saatte, masal anlatılarak uyutulması bu sorunu çözecektir.
TUVALET EĞİTİMİ: BENİM ÖZGÜRLÜK ALANIMA GİRMEYİN!
Tuvalet eğitimi annelerin adeta kabusudur. Ne zaman başlaması gerektiği, nasıl davranılması gerektiği konusunda kargaşa yaşanır. Oysa her konuda aileye bağlı olan bebeğin kendi kontrolünde olan tek şey, kaka ve çişini tutma-bırakma özgürlüğüdür. Bunun da elinden alınmaya çalışılması, inatlaşmaya yol açar.
Tuvalet eğitimi için en uygun dönem 1-2 yaş arasıdır. Daha erken dönemde başlayan ya da annenin aşırı baskı kurarak bir an önce çocuğun temiz kalmasını sağlamaya çalışmak, hem fizyolojik olarak yapamayacağı bir şeyi yapmasını istemek, hem de ileride gelişebilecek bazı ruhsal sorunların başlamasına neden olmak demektir. Benzer şekilde hiç eğitim vermemeye çalışmak, zamanı gelince kendi söyler diye bırakmak da, hem çocuğun tuvalet eğitiminin gecikmesine, hem de ruhsal açıdan sorunlara neden olur.
Gece altını ıslatma daha uzun sürer ve 5 yaşına kadar devam edebilir. İnatlaşmadan, büyümeye başladığını kabullenebilir ve dönemin özelliklerini bilirsek, yeni beceriler kazanan bebeğimizle onları paylaşarak eğlenebiliriz.