Zannediyorum, yaşlanmadan, resmi olarak Avrupalı haline geldiğimi göreceğim! Öyle görünüyor. Halbuki Amerika'da okurken, zaten Avrupalı muamelesi görüyordum. Saç rengiyle alakası yok tabii. Gelişigüzel seçilmiş bir Amerikalı'ya "Türkiye" deyince, "Ha, Avrupa'daki ülke ya da o civarda, değil mi" gibi bir cevapla karşılaşmanız en iyi ihtimal! Amerikan okullarında dünya coğrafyasının kaba hatlarıyla hızlı geçilmesi, bana New York'ta iki yıl boyunca Fransız muamelesi yapılmasını sağladı, diyebiliriz! "Şarabı Galsa (öyle diyebiliyorlardı) seçsin, o anlar"; "Ne kadar ilginç küpeler, ne de olsa Avrupalı'sın" ; "Sizin kültürünüz başka, Avrupa tabii" gibilerinden! Avrupa'ya gidene kadar bu saadet böyle sürüyordu! Orada ise özellikle Almanya, Hollanda gibi gurbetçilerin yoğun bulunduğu yerlerde acı gerçekle karşılaşıyorduk. Biz Türkler ve 'ötekiler'!
ŞİMDİ NE OLACAK GİRİNCE?
Avrupa Birliği ile ilgili hissettiğim tüm heyecana karşın, şunu da sormadan edemeyeceğim: Şimdi tam ne olacak girince? Yani, benim hayatımda ne değiştirecek Avrupa Birliği? Paramız Euro olacaksa, tam YTL'ye alışmışken bir de Euro'yu mu öğreneceğiz? Sabah sabah insanı uykusundan eden patates soğancı, "Awaaaat, kilosu bir eurooo" diye mi geçecek sokaktan. O patates soğanları artık eliyle değil, maşayla mı koyacak? Ya da sabah sabah artık beni uykumdan edemeyecek mi? Şimdi esas konuya giriyorum: Artık kitapların korsanı olmayacak mı? Hakikaten mi? O zaman demek ki, mafya da olmayacak. Ne güzel! Peki otopark mafyası da mı olmayacak Avrupalı olunca? Hayır, Avrupa'da yok da o açıdan! Alıp yediğin kaşar peynirinin aslında patates, kırmızı biberin kiremit tozu olmamasını kesinlikle sağlayacak mı Avrupa Birliği? Sokaklar sinemalar tiyatrolarla dolacak, tiyatrocular çılgınlar gibi para kazanacak mı? Aniden klasik müzik konserleri popüler olacak mı? Hadi be? İyiymiş o zaman.
YOL MU VERECEKLER KADINA?
Kadın olarak ne değişecek hayatımda? Mesela sokakta laf atan olmayacak mı artık? Avrupa'daki gibi. Veya artık "Üff yavrum, anam" biçiminde değil de, daha İtalyanvari "Dünyanın en güzel kadını geçiyor, galiba aşık oldum" diye zarif sataşmalar mı olacak? Veya artık otobanda sıkıştıramayacaklar, taciz edemeyecekler, bilakis nezaketen yol mu verecekler, kadın şoförsün diye. Daha da önemlisi, artık trafik, bir nüfus planlama sistemi değil, bir yerden bir yere giderken müzik dinleyerek yaşadığın hoş bir tecrübe mi olacak? Avrupa'daki gibi. Demek ki, bütün bu problemler birliğe üye değiliz diye ortaya çıkıyordu! Allah bu önyargılı Avrupalılar'ı kahretsin. Onların yüzünden burada binbir ahlaksızlık, düzenbazlık, terbiyesizlikle uğraşıyoruz yıllardır! Hayır Avrupa Birliği'ne girecek olmaktan büyük bir sevinç duymaktayım, yanlış anlamayın. Milletçe rahat yaşayalım, zengin olalım, toparlanalım biraz... Ama birliğe girecek olan da biziz yani! Endişem budur.