Ali Sunal ile kısa süre evli kalan Gökçe Bahadır, Tempo dergisinden Özlem Soğukdere'ye verdiği röportajda ilginç açıklamalar yapmış. "Evlenince bazı şeyleri daha mı iyi gördünüz?" sorusuna yanıtı dikkat çekici.
Bahadır şöyle demiş:
"Aynen öyle. Belki öncesinde de vardı, o kadar iyi fark edemedim ama sonrasında gayet net gördüm. Kendi içimde kayboluyormuşum gibi hissettim. Bir ara kendimi aramaya başladım, 'Ben neredeyim?' diye kendime sordum."
GÜZEL AMBALAJLI ADAY
'Kendini kayboluyormuş gibi hissetme' konusu ilginç.
Bu kadar kısa sürede ne değişiyor da insan böyle hissediyor?
İnsan nerelerde kayboluyor, kendini bile bulamaz oluyor? Hem de bu kadar kısa sürede?
Yeni evli bir arkadaşım; "Evlilikler, annelerin tarifleri ve kızlarına attıkları formatlara uygun olarak başlar. Her genç kız, evlilik masalının içine girmek ister ama janjanlı mutluluk ambalajını açtığında, içindekilerin o ambalaja uymadığını görür. Sonrası hayal kırıklığı..." dedi.
Gökçe Bahadır'ın düğün fotoğraflarını hatırlıyorum da, ne kadar mutluydu, ne kadar güzeldi. Yani ambalajda bir sorun yoktu. Zaten boşanma kararlarını açıkladıklarında hepimiz şaşırmadık mı? Niye? Çünkü hepimiz ambalaja bakmıştık ama demek ki beklentilerle yaşananlar arasında uçurumlar var.
Yeniden, yeni evli arkadaşımın açıklamalarına dönersek; genç kadınlar, annelerinden öğrendikleriyle kendi dünyalarını kurmaya çalışıyorlar ama yanlış olan bir şey var. Annelerin zamanı geride kalmış bir zaman, şimdinin gerçeğiyle örtüşmeyen bir zaman.
Diyeceksiniz ki; şimdi herkes kendi seçtiği insanla evleniyor.
Evet ama o güne kadar annesinin öğrettikleriyle geliyor. Güzel ambalajlı, ideal bir damat adayı arıyor.