Diyelim ki bir patronsunuz...
Bir yöneticiniz, bilgisizliği, görgüsüzlüğü, basiretsizliği ve cehaleti ile sizi ve şirketinizi kamuoyu karşısında küçük duruma düşürüyor, zora sokuyor ve belki de zarara uğratıyor.
Ne yaparsınız?
Tabii ki; "Sizinle yollarımız ayrılmak zorunda. Buraya kadar" dersiniz değil mi? Özel sektörde bu işler böyle yürür.
İZİN YA DA İSTİFA
Kimse işi bilmeyen, işine hakim olmayanı 'yönetici' diye sırtında taşımaz, o koltukta tutmaz.
Ama devlet baba öyle mi ya!
Şefkatli kollarıyla en başarısız yöneticisini bile kolluyor, koruyor.
O yönetici de o sıcacık koltuktan kalkmayı hiç mi hiç aklından geçirmiyor. ÖSYM Başkanı Ali Demir, yaptıklarından ve yapamadıklarından sonra özel sektörde kaç saat kalabilirdi sizce?
Ama devlet babanın sıcak koltuğunda oturuyor hâlâ...
Şimdi, ikinci sınava yani LYS'ye günler kala; 100 binlerce öğrencinin içinin rahat etmesi için Ali Demir ya izne ayrılsın, ya da istifa etsin. LGS'de yaşanan rezaletler eğer ikinci sınavda da tekrarlanırsa bu durumu hiçbir bünye kaldıramaz.