Sonunda ben de ekran karşısında dört saat geçirdim. Günler öncesinden kaynatılan "Pascal Nouma ile Nihat Doğan birbirine girdi" altyazılarının ve 'azzz sonra'ların ruhumda yarattığı heyecana yenik düşüp onlarca reklam arasına rağmen sabrımın sınırlarını zorlayarak 'Survivor'ı izledim...
Neler olacağını az çok tahmin ettiğim için de elime kağıt-kalem aldım. Amacım Nihat Doğan'ın 'özlü sözlerini' not almaktı.
Değdi mi, ekran karşısında harcanan o zamana? Değdi...
Bir sosyal laboratuvarda; insan egosunun neler yapabileceğini gördük. İlginçti, eğlenceliydi...
ADANIN YENİ KRALI
"Vay bu ünlüler ne biçim insanlar! Nasıl da kavga ediyorlar, birbirlerini yiyorlar" diye yukarıdan bakıp eleştirenlerden olmayacağım.
Dürüst olalım; o şartlarda kim olsa aynı davranır.
Belki daha fazlasını bile yapar. Herkesin içindeki 'öteki' ile bir biçimde yüzleşmesi gerek.
Gelelim Nihat Doğan'a...
Kendini adanın yeni kralı ilan etmiş Nihat.
Haklı...
Bundan sonrası onundur...
Gücü ve hırsı ile olduğu kadar konuşmalarıyla da yarışmaya damgasını vuran Nihat'ın sözleri herkesin dilinde.
Bakın aklımda neler kaldı;
"Eğri cetvelden doğru çizgi çıkmaz..."
"Nihat Doğan sinemasında kullanılan replikler unutulmaz."
"Kadınların bana zaafı olur, benim kadınlara olmaz."
"Türkiye benim nasıl bir delikanlı olduğumu bilir."
"Hiç kimseden korkmam ama kadının ihtirasından korkarım. Bir kadının ihtirası imparatorlukları bile yıkar, ben bununla baş edemem..."
Bunlar benim not edebildiğim sözler...
SINIRLARI ZORLUYOR
Peki, sürekli 'bir kadının eteği altına girmek' gibi fazlasıyla itici bulduğum bir ifade kullanan Nihat, bir kadın düşmanı mı?
Hayır değil...
Benim tanıdığım Nihat bir kadın düşmanı değil.
Bu bir yarış ve o da rekabetin sınırlarını zorluyor. Bunu yaparken zaman zaman itici olabiliyor ama bu da onun karakteri.
Ne ezik, ne silik, ne kimliksiz, ne de kişiliksiz olabilir Nihat.
Bildiğiniz tipik bir Anadolu erkeğidir, genleri böyledir.
Durum budur...