Aysun Kayacı'nın hikayesi ilginç geldiği için yeniden yeniden gündeme taşınıyor. Oysa yıllardır ortada değişen bir şey yok. Hikaye hoşumuza gittiği için bir kez daha aynı iştahla dinliyoruz. Benzer bir hikaye de geçtiğimiz hafta Ajda Pekkan cephesinde yaşandı. O da çocukluğunda şiddet gördüğünü açıkladı. Anne ve babasının evliliğindeki sorunlardan söz etti. Ve o ortamdan kaçmak, güçlü olmak adına nasıl işine sarıldığını anlattı. Nükhet Duru çocukluğunda ve ilk gençliğinde babasıyla hep karşı karşıya kaldı. O da günü geldi bu sorunlarla medyada yüzleşti. Hande Ataizi'nin yıllardır görmediği bir babası olduğunu şöhret olduktan hemen sonra öğrendik ki bugün babasını yolda görse tanımaz. Ebru Gündeş'in de yüreğinde bir baba yarası var. Ve bu babalar zamanında televizyonlara çıkıp 'Kızım bana bakmıyor' şikayetlerinde bulundular. Bizler de bunları ısıtıp ısıtıp ekrana getirdik. Tamam, bunlar dünyanın her yerinde haberdir ama babalar kadar çocuklarını anlamaya çalışmak da gerekmez mi? O insanlar babalarına sırtlarını niye döndüler acaba? Bir de bunu düşünelim.