Bayram öncesi Kayahan'la yaptığım röportaj benim açımdan son derece keyifliydi. Sayfaya yansıyanlar bir yana, off the record anlattıkları beni çok heyecanlandırdı. Bunları yazalım dedim; "Söz bir başka sefere bunları konuşuruz" dedi. Evet, sözü aldım, Kayahan 'Anılar' başlığı altında neler anlatacak neler... Müzik dünyasında; egoların savaştığı o büyük arenada ne gerçekler var bir bilseniz... Kavgalar, dargınlıklar, aba altından sopa göstermeler, 'en büyük benim' savaşları, başkalarının gücü ile yükselenler ve daha neler neler... Ama herkes 'yaşamak' için susuyor. Malum, doğruları söyleyeni dokuz köyden kovuyorlar çünkü. Bu açıdan Kayahan'ın anlattıkları önemli. Hem zaten bunca doğruyu da Kayahan gibi biri söyleyebilir. Ne de olsa sırtını kimseye yaslamak zorunda değil. Dolayısıyla korkusu da yok. (Bu arada röportajımızı yaptığımız gün, Kayahan, Burhan Şeşen'in oğlu Serhan'ın cenaze törenini kaçırmıştı. Çok üzgündü. Serhan'ın dedesi de Ankara yıllarından arkadaşıymış. Sohbetimizde bu konudan sıkça söz edildiği halde, gazetede yer veremedim. O kadar çok konuşup, sonra hiç yazmamak da olmuyor tabii. Bunu da buradan belirtelim.)