Magazin dünyasında biten ilişkilerin ardından konuşmayanını gördünüz mü? Ben bunca yıldır pek görmedim. Çünkü herkesin bir korkusu var. Güvene dayalı olmayan ilişkiler yaşatıyor bu korkuları. 'Ya giderse', 'ya beni başka birine tercih ederse', 'ya benden önce giderse' korkularıyla yaşıyor çoğunluk... Ne zaman ki ayrılıyor; işte o zaman bilinçaltındaki o korkular yüzeye çıkıyor ve konuşmaya başlıyor. Reddediyor, inkar ediyor yaşadıklarını... Ve kimse, "Yaşadıklarım bana özeldi. Asla konuşmayacağım" diyemiyor. En son Fazıl Say şaşırttı beni. Hande Ataizi ile beraber olduğu günlerde televolelik olduğuna inanan Say, ayrılığın ardından kendisini arayan gazetecilerin sorularını her defasında yanıtladı. "Asla konuşmayacağım" diyemedi. Kaçmaya, uzak durmaya çalıştığı, eleştirdiği sistemin içine düştü. Bu kez Hande Ataizi genç bir erkekle görüntülenince yine konuşmuş. "İlişkimizde, onun ne hissettiğiyle ilgili kafamda soru işaretlerim vardı" demiş. Yukarıdaki satırlarda sözünü ettiğim şey tam da bu işte; korku... İnsana beraberlikte de, ayrılıkta da hayatı zehir eden o büyük korku... Ya giderse, ya biterse, ya beni başka birine tercih ederse korkusu... Gerek var mıydı böyle bir açıklamaya diye düşünüyor insan. Magazinden uzak durmaya çalışırken ve ilişkinin magazinselleşmesinden yakınırken konuşmak niye o zaman?