Aliye dizisi, finaliyle birilerinde hayal kırıklığı yarattı. Özellikle kadınlar, Aliye'nin Sinan'ın onca yalvarmaları karşısında buz gibi duruşunu, onu affedip geri dönmeyişini yadırgadı. Kadınlardan "Canım, adam pişman oldu. Karısının, çocuklarının, yuvasının değerini anladı. Bu kadar acı çektirecek ne vardı?" sözünü çok duydum. Kadınlar böyle... Yaşadıkları acılara rağmen gitmeyi göze alamayan kadınlarla dolu hayat. Kuşkusuz, aldatılan pek çok kadın, ekonomik bağımsızlığı olmadığı için Aliye gibi davranamıyordur ama insanın kendine olan saygısı için biraz direnmesi gerekmiyor mu? Geçenlerde bir okuyucumdan aldığım bir mesajı sizlerle paylaşıyorum. Gerçi o aldatılmamış ama başkalarının cesaret edemeyeceği vazgeçişleri göze alarak boşanmış. Ne için? Kendisi için. Mutluluğu için... "10 senelik evlilikten sonra bu evlilikten çok sıkıldığımı, kocamı hiç sevmediğimi ve bana hiç de iyi davranmayan bir insanla devam etmemem gerektiğine karar verdim. Hemen o akşam kendisine ayrılmayı teklif ettim ve kabul etmedi, ben de gittim adam gibi davamı açtım. Ne onu aldattım ne de kararımı erteleyerek ikimizin hayatını çıkmaza soktum. Şimdi artık o da kendine yeni bir yön çizebilir, ben de... (1.5 sene mücadele sonunda boşanabildim.) Bu arada ben aylık 1000 YTL maaşla affedersiniz eşekler gibi günde 10 saat çalışıyorum ve küçük oğlumla annemlerde oturuyorum. Eskiden olan 5 tane kredi kartım yok elimde, kayıtsızca kafelerde oturup, gezip tozmuyorum artık. Mutlu muyum? Evet. Ben kendi yönümü kendim çizdim, kendimi mutlu etmek için yapmam gerekeni yaptım." Aliye, dizinin finalinde Kıraç'ın "Vakit tamam seni terk ediyorum" şarkısı eşliğinde gözlerini ufka dikmiş gidiyordu. Kendine olan saygısıyla geri dönmeyi kabullenmemişti. Bir süre önce aldatıldığı için boşanan bir hanımla konuştuk bu konuyu. Eşinin telefonuna gelen bir mesajı okuduğunda "Hemen ayrılıyoruz" demiş, eşi inanamamış. Bu sorunu aşacaklarını düşünmüş. "Mesajı gördükten sonra hiçbir şey sormadım, hiç tartışmadım. Yapmam gerekeni yaptım. Tabii ki çok üzüldüm ama kavga etseydim ne olacaktı? Kırıp dökmeden bu işi bitirdik" dedi. En önemlisi bu galiba; kırıp dökmeden bitirebilmek ve kendine saygını yitirmeden gidebilmek...