Şarkıcılar için yeni albümün hazırlanış süreçleri kadar, o şarkıların dinleyiciyle yani sizlerle buluşma süreci de sancılıdır. Hele üreten bir insansanız, yaptığınız işte sizin imzanız varsa, bu süreç daha sancılıdır. Öyle çıkıp da "Ondan bundan şarkı aldım, çok güzel bir albüm yaptım" demek gibi bir konforunuz olmaz. Her şey günahıyla, sevabıyla sizindir. Biz gazeteciler, zaman zaman bu sancılı zamanları sanatçılarla paylaşırız, şarkıları sizlerden önce dinleriz. Tabii ki müzik konusunda otorite değilizdir ama bir onayımız, beğenimiz onları mutlu eder, motive eder. Mahsun Kırmızıgül telefon açıp "Yeni şarkıları ne zaman dinliyoruz?" dediğinde, onun yaşadığı heyecanı hissetmemem mümkün değildi. İki yıl önce yine tam da bugünlerde, Sarı Sarı albümü için buluşmuştuk. Mahsun için önemliydi çünkü geçirdiği onca zor günden sonra yeni bir albüm hazırlamıştı. O çalışma, ben ve arkadaşlarım için de çok anlamlıydı. Çünkü ekibimizin 'Ali Abi'si Ali Öztürk'ü kaybetmiştik kısa bir süre önce ve Mahsun'un albümünde onun için yapılmış, ona adanmış bir şarkı yer alıyordu. Bizim evde dinlemiştik o şarkıları. Camın önündeki koltuğa oturmuş, sessizce dinlemişti. Bütün heyecanı gözlerinden okunuyordu. Aradan iki yıl geçmiş işte... Yine bizim evdeyiz... Mahsun yine aynı yerde oturuyor. Ve yine aynı heyecan. O heyecan biterse her şey biter zaten... Aşka Sürgün dizisinin çekimleri devam ederken, günlerce, gecelerce stüdyoda yatmış, albümü tamamlamış. Dinlemeye başladık şarkıları. Aşka Sürgün dizisinde seslendirdiği 'Sevdiğim' şarkısını çok sevmiştim. Ama ona gelene kadar neler varmış neler... Benim favorilerim albümün ilk şarkısı 'Dinle' ile ilk klip şarkısı 'Azar Azar' oldu. Bence yazlık mekanlarda bu yaz binlerce insan bu şarkılarla dans eder. Sonra türküler var... Onların kayıtları için Diyarbakır'a gitmiş. Yerel müzisyenlerle çalışmış. Bir başka türküde Urfalı Abdullah Balak ile düet yapmış. 35 kişilik bir vokal grubu eşlik etmiş. "Kim bunlar?" diye sordum. "Kimi çakmakçılık yapıyor, kimi berber... Hepsinin bir mesleği var" dedi. "Nasıl yani?" dedim... Hepsi arkadaşlarıymış. "Bir telefonla hepsini topladım, geldiler, kayıda girdiler" dedi... Özetle, Mahsun'un albümünde müthiş bir renk yelpazesi var... Hem İstanbul'un en büyük gece kulüplerinde çalacak, oynatacak hem de türkülerin diyarına götürecek bir albüm hazırlamış... Kim neyi istiyorsa onu bulur yani... Bu arada onlarca müzisyenin de emeğini göz ardı etmemek lazım. Hepsinin ellerine sağlık.