Geçen hafta, ülkemizde bulunduğu iddia edilen antik çağlara ait astronot, roket vs. heykelciklerini saklamak yerine müzelerde sergilememiz gerektiğini, bunun Antik Uzaylılar Turizmi başlatacağını yazmıştım.
Köşemizin vizyon sahibi okurlarından Ramazan Budaklar bu görüşümü desteklemekle kalmamış, müthiş bir proje de sunmuş:
"Antik uzaylılar konusundaki fikirlerinizin tamamına katılıyorum. Konunun bilimsel yanı kadar magazin ve turistik boyutları da var. Amerika'nın 'uzaylı' kavramını nasıl kullandığını iyi görürsek, neden biz de uzaylı turizminden pay almayalım? Bizim niye 51. Bölge'miz olmasın?
Şimdi biz İstanbul Havalimanı'nın yakınlarına bir "UFO iniş pisti" inşa etsek fena mı olur? Bu pisti de havalimanına bağlasak? İki nokta arasında uzay mekiğine benzer araçlarla ulaşım yapsak? UFO iniş pistinin yanına gerçek bilimsel bilgilerin alınabileceği bir uzay üssü temalı bilim merkezi, bir müze inşa etsek, kötü bir iş mi yapmış oluruz? Düşünün ki uçağınız rötarlı ve böyle bir deneyim yaşamak için vaktiniz var, İstanbul Havalimanı'ndan uzay üssüne gitmez misiniz? Bu uzaylı turizmi bize para getirmez mi? Açılışında yüzlerce drone'nun oluşturacağı bir UFO'yu da alana indirebiliriz. Bu "futuristik" destinasyon noktasını gezi programlarına ekleyecek dünyalı ve uzaylı turizm ajansları çıkacaktır. Uzaylı, antik uzaylı, zaman yolcusu, geleceğe dönüş gibi konulu filmlerin, belgesellerin gördüğü ilgiye bakarsak ileri dönük gerçekçi bir projeksiyon yapabiliriz.
Tek bir engel tanıyorum, İGA İstanbul Havalimanı'nın yapılmaması için ülkeyi karıştıran ve Türkiye Uzay Ajansı'nın (TUA) kuruluşunun iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvuranlar!.."
YAZAR NOTU: Hazır ABD'nin New Jersey kentinde 3 bin UFO gökte resmi geçit yapmışken tam sırasıdır vallahi.
Şimdi ırkçılar düşünsün
Geçen hafta Suriyeli sığınmacılara Türkiye'de dilleri ve tavırlarıyla zulmedenlere ithafen yazdığım "İnsafsızlık, izansızlık, imansızlık, insansızlık" başlıklı yazım büyük ilgi gördü. Değerli okurum Aziz Yıldız da bu görüşüme destek verenlerdendi:
"Yazınızda 'Teşekküre hiç gerek yok Suriyeli kardeşim. Ne zaman insanlığa ihtiyacın olursa biz burada, yanı başındayız' demişsiniz. Evet, Yüksel bey, vicdan sahibi Türkler olarak onlardan teşekkür beklemiyoruz. Teşekkür bekleyenler ise onlara her türlü çirkefliği yapan ırkçılarımız. Yazılarınızı takip eden biri olarak bize sığınan bu insanlar hakkında olumsuz hiç bir yazı yazmadığınıza şahidim. Allah razı olsun. Onlardan teşekkür beklemiyorsunuz ama ben size teşekkür ederim. Çünkü bu Suriyeli mülteciler, içimizde hiç de azımsanmayacak derecede ırkçı olduğunu ortaya çıkardı. Bu çok üzücü. Onun için size ve vicdan sahibi olan herkese teşekkürler."
TRT'den iki rica
Köşemizin müdavimlerinden Fatih Bedri Aslan'ın TRT'den iki önemli ricası var:
"TRT 2'de yayımlanan filmler orijinal dilinde ve sadece altyazılı olarak sunuluyor. Bu durum, özellikle annem gibi yaşlılar ve okuma bilmeyen birçok insanın bu harika yapımlardan mahrum kalmasına yol açıyor. TRT'nin bir kamu yayıncısı olarak, bu filmleri diğer kanallarında Türkçe dublajlı olarak da yayımlamasını temenni ediyoruz.
Bir diğer konu ise Tabii platformu hakkında. Tabii, ne yazık ki bu yıl ücretli hale getirildi. Bu durum, bizim gibi bu platformun sunduğu içeriklere erişmek isteyen birçok kişiyi olumsuz etkiliyor. Saygılarımla."
Zap'tiye
Babaların kızları için ne kadar önemli olduğunun fotoğrafı. Maçta kaşı yarılan Fenerbahçeli Dzeko'ya, kızının bakışındaki endişe, kelimelerle ifade edilebilir mi?
Gaf kürsüsü
Tansu Sarı kardeşim yine affetmemiş: "Beraberlik golü geldi..." (TV8,5'ta Feyenoord-Heracles maçını anlatan spiker Ali Kırçıl, Heracles'in Shiloh Zand ile skoru 2-1'e getirdiği gol sonrası beraberlik golünün atıldığını zannediyor.)
Ne demiş?
Okurum Muharrem Akduman, Gelin Evi'ndeki kızımızın ilginç itirafını not etmiş: "Eşim nikah tarihi aldıktan iki gün sonra bana evlilik teklif etti. " (Göz ameliyatı geçiren dostuma bir kez de buradan acil şifalar diliyorum.)