Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

İnsafsızlık, izansızlık, imansızlık, insansızlık...

Allah'ıma binlerce şükürler olsun ki bugüne kadar bu köşede "can havliyle" ülkemize sığınan Suriyeliler için tek bir kötü söz etmedim. Etseydim, Sednaya hapishanesinde olan bitenleri gördükten sonra insan içine nasıl çıkardım? Dahası, mahşerde Allah'ın huzuruna hangi yüzle çıkardım?
Oysa Suriyeli misafirlerimizi sapkın ideolojilerine alet etmek için sürekli hedef gösteren, insanları onlara saldırtıp ülkede kaos ortamı yaratmayı muhalefet sananlar ve onların örgüt uzantıları, zavallı sığınmacılar için neler söylemediler ki? "Kovacağız", "Süreceğiz", "Paketleyeceğiz..." Peki Suriye'de yaşanan zulüm gözler önüne serilince şimdi söyleyecek tek bir sözleri kaldı mı? O çaresiz insanların aslında nasıl bir cehennemden kaçtıklarını anlayabildiler mi?
Sednaya'da tam 72 çeşit işkenceye maruz kalmış insanlar... A Haber muhabiri Mehmet Geçgel sayarken, televizyonumun sesini kısmak zorunda kaldım...
Düşünün, bugün Suriye'ye dönmek için kucağında babasının protez bacağıyla Öncüpınar sınır kapısında bekleyen 6 yaşındaki Muhammet, Türkiye'de değil de Suriye'de doğmuş olsaydı, hali nice olurdu?
Biz kendimize yakışanı yaptık. Türkiye, vicdanıyla yeni bir insanlık destanı yazdı.
Teşekküre hiç gerek yok Suriyeli kardeşim. Ne zaman "insanlığa" ihtiyacın olursa biz burada, yanı başındayız.
Gerisini insafsızlık, izansızlık, imansızlık ve insansızlık içinde kıvrana kıvrana yaşamak zorunda kalanlar düşünsün...

Rahat uyu Aylan bebek
Görüntüler perşembe günü haber kanallarına düştü. Suriye'nin istihbarat başkanı, ailesiyle birlikte iki metrelik bir lastik bota sığışıp ülkeden kaçmaya çalışıyordu.



"Eden bulur" dememişler boşuna. Herkes gibi benim de aklıma bu görüntüleri izleyince göç felaketinin en dramatik sembolü, Bodrum sahillerine vuran Aylan bebek geldi. O istihbarat başkanının komuta ettiği Suriye gizli servisi Muhaberat'ın tek tek fişlediği, ölümden kaçmak için küçücük botlarla denize açılan ve Akdeniz'in sularında can veren on binlerce sığınmacıdan biriydi minik Aylan...



İşte şimdi ağzımızı doldura doldura söyleme zamanıdır:
Zulm ile abad olanın ahiri berbad olur...

Alkol testi yapan otobüs
Belki de dünyada çok önceden uygulamaya girmişti ama ben bir belgeselde görüp öğrendim.
Discovery Channel'da büyük bir ilgiyle izlediğim Otoyol Cehennemi'nde bizim ekip Norveç fiyortlarının buzla kaplı acımasız yollarında kayarak bankete düşen bir belediye otobüsünü kurtarmaya çalışıyordu. İçlerinden biri şoför kabinine geçti ve aracı çalıştırmak istedi ama motor devreye girmedi. Çünkü otobüste "Alcholog Sistemi" vardı. Sürücü, elektronik sisteme bağlı alkolmetreyi üfledi. Ekranda alkol ve uyuşturucu kullanmadığına dair işaret çıkınca motor çalıştı.
Son cümlemi tahmin etmişsinizdir. Toplu ulaşımdaki araçlarda bu sistemi zorunlu kılmak için daha ne bekliyoruz ki?
(Bu arada yerli firma KARSAN alkol testi yapan otobüsleri üretmiş. Yakında trafikte görebilecekmişiz. Hoş, bizimkiler muavine üfletip yine o koltuğa zil zurna otururlar ya neyse...)

Şeref kürsüsü
Siirt'te yürümekte zorluk çeken yaşlı yolcusunu sırtına alarak araçtan indiren otobüs şoförü Nurettin Teker hepimizin hayır duasını aldı.

Zap'tiye
Suriye'de dengeler lehimize değişince apar topar Türkiye'ye koşan ABD Dışişleri Bakanı'nı kabulden önce havaalanında 1,5 saat bekleten iradeye helâl olsun.

Ne demiş?
"Türk öksüz kalır ama asla yurtsuz olmaz." (Atv'nin dizisi Kuruluş: Osman'dan)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA