Pelin Batu oğluna Rafael, Müge Boz oğluna Rika, Songül Öden oğluna Sone Larin, Işın Karaca kızına Sasha Mia, Tarkan kızına Liya, Ozan Doğulu kızlarına Arya, Lila, Elya, Rafet El Roman oğluna Edvan,
Yılmaz Erdoğan ile Belçim Bilgin oğullarına Rodin, Gülben Ergen oğluna Ares, Didem Uzel oğluna Leo, Esin Maraşlıoğlu oğluna Leon, Meryem Uzerli kızına Lara, Tuğba Büyüküstün kızına Maya, Arzu Yanardağ kızına Alara, Neşe Erberk çocuklarına Alin ve Lara, merhum Ahu Tuğba kızlarına Ajel ve Anjelik isimlerini verdi.
Peki şov dünyasındaki bu yabancı isim merakı nedir? Türk isimleri neylerine yetmiyor? Sorsanız, "Avrupa'da kolay telaffuz edilen, onlara aşina isimler seçtik" derler. Sanırsınız çocuklarının hepsi büyükelçi ya da dünya starı olacak...
Pek çoğu ise "Atatürk bu ülkeyi kurtarmasa İngiliz, Fransız isimleriyle dolaşıyorduk" düşüncesindedir. Neredeyse hepsi Taksim'deki Arapça tabelalara ateş püskürürler.
Tatlısu milliyetçileri sizi...
Kara para nasıl aklanır?
Yeni sezonun en ilgi çekici dizilerinden biri de bir matematik dehası ve onun sahtekar babasının hikayesini eksen alan Deha.
Bu hafta Deha sıradan insanlara en basit şekilde kara paranın nasıl aklandığını ders gibi anlattı.
Baş karakter Devran dedi ki: "Suçtan kazanılan paraya kara para denir. Ama bu parayı aklayıp da sisteme sokamazsan sadece kağıttan ibaret kalır. Bankaya yatırmaya kalksan, kaynağını açıklamak zorunda kalırsın. Bu nedenle para aklama bir sektör haline geldi. Dünyada her yıl 500 milyar dolar para aklanıyor. Bunun için de sahte fatura kesen paravan şirketler kuruluyor. Kozmetik, güzellik salonları ve kumarhaneler gibi... İskender, bavullarla getirttiği parayı kumarhanesinde onun için çalışan adamlara dağıtıyor. O adamlar da parayı kumarda kaybetmek için mesai yapıyorlar. Para, kumarhanenin kasasına girince de aklanmış ve sisteme dahil edilmiş oluyor." Bazen iyi yazılmış bir senaryo, ekonomi profesörlerinin onlarca makalesine denk düşüyor.
Gereksiz papaz güzellemesi
Kızılcık Şerbeti dizisinde başı kapalı, muhafazakar aile yanlışlıkla kiliseye giriyor. Papazdan özür dileyip çıkmak istediklerinde papaz onlara özel bir vaaz vererek, "Burası da Allah'ın evi rahat olun" diyerek dinler arası hoşgörü üzerine beylik laflar ediyor vs...
İyi de bu ülkede farklı dinlere mensup kişiler yüzyıllardır gül gibi geçinip gidiyor zaten. Mesaj verecekseniz, Müslümanca yaşamaya düşman olan, onları her fırsatta eleştirip aşağılayan sözde Müslümanlara verin. Durup dururken papaz güzellemesi yapmanın ne manâsı var ki?
Gaf'let kürsüsü
Sözcü TV'de haberleri sunan Fatih Portakal, İran'ın füze saldırısını "Tel Aviv maalesef saldırı altında" sözleriyle duyurunca büyük tepki topladı.
Zap'tiye
Netanyahu, Antakya'ya 100 kilometre mesafedeki yerleri yakıp, yıkıyor. Düşman kapıda. Bırakalım artık birbirimizi yemeyi!..
Ne demiş?
"Suya yüzde 800, İSPARK'a yüzde 1500 zam yaptı. Kent lokantasında yemeğin fiyatını 40 TL'den 35 TL'ye çekti. Otobüs bilet ücretlerini 20 TL yaptı. Kent lokantasına gidip dönerken cebinizden 40 TL alıyor. Ama kitlesi uyanmak bilmiyor." (İstanbul Takipte isimli sosyal medya hesabından)