İsmini yazıp da reklamını yapmak istemediğim Youtuber D.K.'nın sözde çocuklar eğlensin diye yaptığı yayınlar nihayet sabırları taşırdı ve kanalına erişim yasağı getirildi.
Çok sayıda çocuk tarafından takip edilen kanaldaki bir videoda "Eve gelen kuryeyle cilveleşeceğim ki daha çok takipçi gelsin" diyen kişi kapıyı açıyor ve twerk isimli +18 cinsellik dansı yapıyor.
Başka bir videoda ise odasından canlı yayın açan karakter garip hareketler yaparak, "Takipçilerim artıyor, Instagrammer olacağım" deyip, kız çocuklarına olumsuz davranışları örnek olarak sunuyor.
Konuyla ilgili özellikle ebeveynlerden yüzlerce şikayet gelince harekete geçen BTK, ilgili kanala erişim yasağı getirdi. Şikayetçi anne babalar; korku ve cinsellik içeren videolar yüzünden çocuklarının psikolojilerinin bozulduğunu, geceleri uyuyamadıklarını ve orada izledikleri sapkın hareketleri taklit ettiklerini belirtiyorlar.
Diğer taraftan çocukları tehdit eden zehirli içerikleri nedeniyle Roblox adlı oyun sitesine de erişim yasağı getirildi.
Instagram'a getirilen yasağın tartışıldığı şu günlerde D.K.'nın sunduğu içerikler ve Roblox'un oyunları belki de bu platformun içinde yer alan türlü rezillik arasında en masum (!) olanlarından biri.
Bu gelişmeler bize tek bir şeyi anlatıyor:
Sınır hatlarımızı, göklerimizi ve mavi vatanımızı nasıl koruyorsak, "dijital vatanı" da aynı hassasiyetle savunmalıyız. Çünkü çağımızın savaşları artık dijital kahpeliklerle yapılıyor.
Sürücüsüz taksiler
Sosyal medyada dolaşırken Uzakdoğu'dan bir video düştü önüme. 9-10 yaşlarında bir kız çocuğu, kaldırımda beklerken çağırdığı sürücüsüz taksi önüne geldiğinde camdaki ekrana çağrı kodunu giriyor. Arka koltukta otururken de gideceği adresi önündeki navigasyon ekranında işaretliyor. Hepsi bu kadar...
Teknolojinin rahatlığı, konforu ve çabukluğu ne güzel değil mi? İlk başta ben de öyle düşündüm. Ama sonra aynı kızım Türkiye'de şoförlü bir taksiye binmek istediğinde olacakları düşününce fikrim değişti.
Bizim şoför -eğer helâl süt emmiş biriyse- kız araca binmeden sorar: "Evladım senin annen baban nerede?" Aldığı cevaptan tatmin olmazsa çocuğu elinden tutup evine teslim eder. Bu arada ebeveynlere nasihatte bulunmayı da ihmal etmez: "Bu yaşta çocuğu tek başına yola çıkartmayın. Etraf çakal dolu..."
Sürücüsüz taksilerde böyle bir program olduğunu hiç sanmıyorum.
Mülteciler ülke oldu
Son üç olimpiyattır "Mülteciler Takımı" sporcularının onur mücadelelerine tanık oluyoruz. Kendi ülkelerinde özgür ve mutlu yaşama olanağı bulamayıp "sığınmacı" statüsünde başka ülkelere göç eden sporcular, Paris 2024'te yine olimpiyat bayrağı altında yarışıyor.
Takımda 11 ülkeden 36 sporcu bulunuyor. Sporcuların en fazla göç ettiği ülke İran, en çok göç alan ülke ise Almanya.
Aslında şu "Mülteciler Takımı" lafını her duyduğumda yüreğim cız ediyor. Savaşlar, siyasi baskılar, iklim değişikliğinin getirdiği doğal afetler ve ekonomik imkansızlıklar yüzünden yeni bir ülke yaratıp, adını da "Mülteciler" koyduk ne yazık ki... Kim bilir, belki de ileride olimpiyat halkalarına gri renkli bir tane daha eklemek zorunda kalacağız.
Allah kimseyi vatansız bırakmasın...
Gaf kürsüsü
Kanal D Haber'in KJ operatörü (Ekrana yazıları yazan görevli) dilimize "Skutır" diye bir kelime hediye etti. (Scooter olmalıydı)
Zap'tiye
Can simidi değil, can suyu mübarek...
Ne demiş?
"Her şeyden çok yoruldum. Artık ölüp dinlenmek istiyorum." (12 yaşındaki Gazzeli çocuğun, üzerine kitaplar yazılası sözü)