Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

İsrail halkına sesleniyorum

Yıllardır bir arada barış içinde yaşadığımız, Nazi zulmünden kurtarmak için kucağımızı açtığımız, çoğunluğunun iyi yürekli, vicdanlı insanlar olduğuna inandığım İsrail'in gerçek vatandaşlarına açık mektubumdur:
Dünyayı içine yuvarlanmak üzere olduğu dünya savaşı cehenneminden kurtaracak en etkin güç sizlersiniz. Katil ve zalim Netanyahu'nun önderliğine ihtiyacınız yok. Dünyayı bir an önce bu yeni Hitler'den kurtarmak için bir gün daha geçmeden harekete geçmek zorundasınız.




Bundan böyle azılı ve lanetli bir kavim değil, dünyaya barış getiren bir millet olarak anılmak şu anda tamamen sizin insiyatifinizde. Biliyorum ki ezici bir çoğunluğunuz Gazze'de katledilen masum bebeklerden ötürü bizim gibi acı çekiyor, utanç duyuyor. Durmayın, hemen bugün Netanyahu ve etrafındaki katil sürüsünü dünyanın tanıklığında alaşağı edin. Edin ki, hem insanlığın hem de Allah'ın nazarında aklanın. Daldığınız gaflet uykusundan bir an önce uyanın. Kim bilir belki de bu yüce fırsat bir daha elinize geçmeyecek.
Sizi ikna etmeye tek bir cümlemin yeteceğine inanıyorum:
Hamas liderinin nefes aldığı her noktayı an be an bilen, öğrenen Netanyahu, Gazze'de tutulduğu iddia edilen İsrailli esirlerin yerini nasıl olur da bir yılı aşkın süredir bulamaz?
Evlatlarınızı savaş kumarında fiş olarak kullanan bu adama daha ne kadar tahammül edeceksiniz?

İSTANBUL'DAKİ VAHŞİ BATI
İstanbulluların yeni kâbusu at arabalı soyguncular. Sabaha karşı yola koyulup şantiye, dükkan, bahçe, kömürlük ne varsa soyup soğana çeviriyorlar. Üstelik bu iş yeni de değil, yıllardır süregeliyor.
Benim anlamadığım ise sayıları parmakla gösterilecek kadar azalan ancak sabıkaları giderek kabaran at arabaları sabaha karşı yoldayken neden denetlenmiyor? Polis ve bekçiler bunlardan hiç mi şüphelenmiyor?
Daha da önemlisi, 2024 yılında mega kentin yollarında at arabalarının işi ne? Burası Vahşi Batı mı? Oldu olacak posta arabalarını da soysunlar bari.
Hem suça alet oluyorlar, hem trafiği tehlikeye düşürüyorlar hem de zavallı hayvanlara eziyet ediyorlar. Bu garabet için kimse kılını kıpırdatmayacak mı?

NE KOLAY ÖLÜYORUZ
Aşağıdaki listenin oluşması için bir kaç hafta yetti:
İzmir'de iki kişi yağmur sularıyla kaplı yolda karşıdan karşıya geçmek isterken elektrik akımına kapılarak öldü.
Mersin'de üzerine 5 tonluk su deposu düşen genç mucize eseri kurtuldu.
Tünelde araçların üzerine 3 tonluk havalandırma fanı düştü.
Madde bağımlısı genç elinde bıçakla önüne gelene saldırdı. Onu hayatında hiç görmemiş 4 kişi canından oldu.
Malatya'da yolda yürüyen vatandaş elektrik kaçağı bulunan direk yüzünden hayatını kaybetti.
Size benden naçizane bir tavsiye:
Evinize sağ salim döndüğünüz her günü kutlayın.

NEŞE DOLUYOR İNSAN
Geçen ay Alanya'ya yaptığım seyahat sonrası Antalya Havalimanı'nda insanları çileden çıkaran rötar ve uçuş iptallerini yazmış, Türk turizminin bu yüzden büyük bir yara alabileceğinden söz etmiştim. Takip eden günlerde konu gazete manşetlerine ve haber bültenlerine de yansıdı.
Bu büyük mesele cuma günü AK Parti'nin MKYK toplantısında da ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan hemen talimat vererek, sorunun neredeyse bir kaç saat içinde çözülmesini sağladı.
İki satırla da olsa önemli bir meselenin çözümüne katkıda bulunmaktan dolayı mutlu oldum. Bir de başımızda her sorunu kendine dert edinen ve anında çözüm üreten bir büyüğümüz olduğu için...

Zap'tiye
Demlenmiş kafayla motosiklet kullanmak nasıl olur acaba diye merak etmiş olmalı.




Şeref kürsüsü
İzmit'te korkuluklara bağlanan yaralı köpeğe hemen müdahale edip hayatını kurtaran polis ekibimize kocaman bir helal olsun.

Ne demiş?
"Herkesin dilinde nükleer savaş. Ama bu savaşın kazananı olmaz. Öyleyse hedef 'kazanmak' değil, 'kaçınmak' olmalı." (Ben dedim)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA