Bu köşe, Gazze'nin en fazla konu edildiği yazılı mecra. Dün öyleydi, yarın da böyle olacak. Çok şükür, okurlarımız da bizimle aynı kararlılıkta. İşte köşemize karınca misali damla damla su taşıyıp, en azından safını belli eden kadim okurumuz Ali Uygur'un yazısı:
"Siyonist işgal rejimi İsrail terör devletinin (Devlet tanımı lafın gelişi) Gazze'ye uyguladığı işgal, katliam, soykırım devam ediyor. İnsanın aklına şu soru geliyor: Neden Gazze? Çünkü Gazze stratejik ve ekonomik olarak önemli bir kavşak, İsrail terör devletinin amacı Gazze'yi ilhak etmek hatta insansız hale getirmek suretiyle Gazzelileri bölgeden çıkarmak, böylece Akdeniz su yollarını kontrol altına alarak Nil'den Fırat'a kadar toprakları ele geçirmek ve 'büyük İsrail' hedefine ulaşmaktır.
Bu hedefin önündeki en büyük engel Gazze'dir. Gazze'nin direncini kırabilirse, sırada diğer bölge ülkeleri var.
İsrail terör devleti bu katliamları meşru göstermek için Holokost safsatasına ve kendini savunma hakkına dayandırıyor. Buna da dünyayı (Özellikle ABD, İtalya, İngiltere, Kanada, Almanya) 'inandırmaya' (kandırmaya) uğraşıyor. Sanki işgalci kendisi değilmiş gibi...
Ama Gazze'de ölenlerin çoğu kadın ve çocuk. Bu katliama İsrail'i destekleyen ülkeler nasıl gözlerini kapatıyorlar, nasıl deve kuşu gibi kafalarını kuma gömüyorlar, nasıl silah ve mühimmat desteği veriyorlar akıl alacak gibi değil. Onlar değil mi ki daha dün Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısında 'Sivilleri öldürüyorlar' diye boş bir argümanla kıyametler koparanlar? İşte Batı ülkeleri bu kadar riyakar ve bencil, bu kadar çürümüş kalpli.
Ömrümüz yettikçe son nefesimize kadar İsrail'in Gazze'de uyguladığı işgali, katliamı kınamaya ve dünyaya anlatmaya devam edeceğiz.
Allah feryadını duyacak, İsrail oğullarını 'Kahhar' sıfatıyla kahr-u perişan edecektir. Yine de Rabbim en iyisini bilir. Saygılarımla..."
Balık-ekmek meselesi
Okurumuz Hüseyin Yıldırım geçen haftaki bir yazımdan yola çıkarak İstanbul'un simge sokak yemeği balık-ekmekle ilgili yorumda bulunmuş:
"Yüksel bey; 12.04.2024 tarihli yazınızda 'İstanbul bayramda gezilir' bölümünde Eminönü'nde turşu ile balık-ekmek yenilmesinden bahsetmişsiniz. Tamam, doğru, lâkin bundan 50 yıl önce balık hali Azapkapı'da idi, Eminönü'nde bir büyük sandalda Azapkapı'dan taze getirilen uskumrular pişirilip satılırdı. Maalesef 20 yıldır Eminönü'nde satılan balık ithal Norveç uskumrusu. Çeşitli defalar CİMER'e varıncaya kadar her yere yazdım, balıkçıların önüne 'Bu balıklar ithal balık' diye afiş asılsın dedim. İnanın ki öyle olursa çoğu insan yemez
1992-2002 yılları arasında Bulgaristan'ın bir sahil kasabasında ticaret yaparken orada sandalda balık-ekmek satmak istedim. Yetkililer 'Parası olan var olmayan var, kokusu insanları zor durumda bırakabilir' gerekçesiyle izin vermediler. Bunun dinle bir alakası yok. İnsanlık bizde ise bu balıkçıların kalkması için mahkeme kararı yıllardır kaymakamlığın raflarında bekliyor."
HAFTANIN ŞİİRİ
ESTETİK
Neyine lazım senin zenci poposu?
Varsın biraz eskisin evin arka kapısı
Aman eksik kalsın şu Fransız askısı
Yoksa senin mi sandın bu dünyanın tapusu?
Niye gerdiresin sana emanet yüzünü?
Her çizgide yazılı sevinç ile hüzünü
Şişirme dudağını, çektirme gözünü
Şeytan görsün o estetikçinin yüzünü
Ördek yavrusu peşinde "Anne" diye
O dudak sanki lastikçiden hediye
Botoks tiryakisi oldun bilmem ki ne diye?
Sorarım, değer mi onca iğne yemeye?
Sal gitsin gerdanı, göbek zaten dört katlı
Basenin desen doğuştan şatafatlı
Alem olmuş dünden topyekûn bıçak altı
Bırak da yaşlanalım şurada tatlı tatlı
Yüksel Aytuğ - 2024
Gaf'let kürsüsü
Denizli'nin Milli Mücadele kahramanlarından Köpekçi Nuri Efe anısına 5 yıl önce ilçe girişine yaptırılan heykel, kimliği belirsiz kişiler tarafından kundaklandı.
Zap'tiye
Meğer Ateş Kuşları dizisinin gerçeği, reddedilen ve bakım yurtlarına terk edilen ünlülerin çocukları tarafından çevriliyormuş!..
Ne demiş?
Okurumuz Ali Aktulga bu kez de Taş Kâğıt Makas'taki cümleyi not etmiş: "İnsanın konuşmayı öğrenmesi en fazla 2 sene ama nerede susacağını öğrenmesi 60 seneyi buluyor neredeyse."