31 Mart akşamı aday ve partilerin mücadelesi sürerken kanallar arasında da en iyi yayını kim yapacak yarışı vardı.
Bana göre ekran yarışının açık ara galibi Atv-A Haber ortak yayınıydı. Grafikler sade ve anlaşılır, sonuç aktarımı hızlı, yorum ve analizler son derece isabetliydi. Özellikle dört başarılı sunucunun performansı ve muhteşem takım ruhu aynı samimiyetle izleyiciye geçti.
Ekranların en deneyimli haber sunucularından Cem Öğretir'i bundan sonraki seçimde haber sunarken değil, yorum masasında görmek isterim. Onun veliahdı konumundaki Haktan Uysal ise tek kelime ile kusursuz sunumuyla bana göre seçim ekranının yıldızıydı. Nihan Günay büyük bir talihsizlik eseri bu önemli geceye üst solunum yolları enfeksiyonuyla çıkmasına rağmen bu handikabın üzerinden yeteneği ve tecrübesiyle atlamayı başardı. Yine bana göre şu anda hem görüntüsü, hem diksiyonu, hem de disiplini ile ekranların en iyi kadın spikeri olan Banu El ise her zaman olduğu gibi yine iletişim fakültelerinde ders olarak okutulacak bir performans sergiledi.
Özetle; görsellik, teknik ve sunuş açısından seçim gecesinin ekranda kazananı Atv ve A Haber'di.
Ve kaybedenler...
Seçimi kimin kazandığı ortada ama kaybettiği halde isimleri kaybedenler listesinde anılmayanlar var. Onları da ben açıklayayım:
KEMAL KILIÇDAROĞLU: Neredeyse tüm CHP'liler "Keşke bir yıl önce çekilseydi" diyorlar. Artık üzerine biçilen her siyasi elbise onda potluk yapacaktır.
ÖZGÜR ÖZEL: Seçimin gizli kaybedeni, CHP'nin "geçici" genel başkanı artık devir teslim törenine hazırlanmalı. Çünkü CHP tabanı eski parlamenter sisteme dönülmesini ve Mansur Yavaş'ın Cumhurbaşkanı, Ekrem İmamoğlu'nun Başbakan olmasını hayal ediyor.
DEM: Artık siyasi bir parti olarak değil, CHP'nin koltuk değneği ya da yedek lastiği olarak anılacaktır. Büyük şehirlerde kendi partisine bile oy veremeyen DEM'liler başları önde gezmeye mahkumdur.
YRP: Her ne kadar son seçimin sürprizi olarak görünse de uzun vadede "Cumhur İttifakı'na kaybettiren parti" olarak tabanda muhafazakar kesime durumu izah etmekte hayli zorlanacaktır.
YANCILAR: Genel seçimler öncesi CHP'nin yancıları olarak masaya oturan İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi ile Gelecek Partisi'nin artık siyaset sahnesinde figüran bile olamayacakları tescillenmiştir.
Anketlerde olmayan tahmin
2 Şubat'ta bu sütunlarda şöyle yazmıştım:
"Kırklareli'nin MHP'li belediye başkan adayı Derya Bulut'un 9/8'lik kampanya şarkısı çok beğenildi. Roman havası eşliğinde mevcut belediye başkanına kinayeli ve esprili sorular soran şarkı, kampanyalarda yerel olmanın, yöre insanıyla aynı dili konuşmanın değerini bir kez daha ispatladı. Bakarsınız, Kırklareli'de seçimin kaderini tek bir şarkı belirler."
Vallahi aynen öyle oldu. MHP, Derya Bulut ile Kırklareli'nde müthiş bir sürprizin altına imza attı.
Yeri ve zamanı mı?
Ben her ramazan aynı yazıyı yazmaktan bıktım ama işletmeciler aynı yanlışı tekrarlamaktan bıkmadılar.
Yeniden ve altını daha kalın çizerek tekrarlıyorum: Mevlevi Sema Töreni bir dans gösterisi değildir. Uhrevi bir anlamı vardır. Ona bir ibadet gibi saygı ve özen gösterilmesi gerekir. Yapılacağı yerin de bu huşû iklimine uygun olması lazımdır.
Gelgelelim, pek çok iftar organizasyonunda semazenler (!) bir anda ortaya çıkıp masaların arasında dönmeye başlıyorlar. Sanırsınız, turistler için düzenlenen Türk gecesindeki folklor ekibi...
Allah affetsin!..
Gaf kürsüsü
Sokaktaki amcaya sordular: "Üç tane gezegen ismi sayar mısınız?" Amcamız kendisinden emindi: "Jüpiter, Venüs... Bir tane daha vardı... Hah, Anüs..."
Zap'tiye
Seçim derdi nihayet bitti. Buyurun yeniden geçim derdine...
Ne demiş?
"Hayır demesini bilmezsen gücünü yitirirsin. Hayır demesini öğrenemezsen evet'ler görevin olur ve anlamını yitirir." (Doğan Cüceloğlu)