Avrupa bu soruyu kendine soruyor. Buna sebep olan; Hollanda'nın eski başbakanı Dries van Agt'ın, eşi Eugenie ile birlikte ötanazi yoluyla yaşamına son vermesi.
Van Agt'ın, 2019 yılında geçirdiği beyin kanamasından sonra bir daha tam olarak iyileşemediği, Eugenie'nin de çok hasta olduğu biliniyordu.
Çiftin önceki hafta pazartesi günü gerçekleşen ölümü, Hollanda'da giderek artan "ikili ötanazi" eğiliminin bir parçası olarak nitelendirildi. 2020 yılında tüm vakaların gözden geçirilmesi sırasında, 26 kişiye partnerleriyle aynı anda ötanazi uygulandığı belgelendi. Bu sayı 2021'de 32, 2022'de ise 58'e yükseldi.
Katolik olan Başbakan Van Agt'in 70 yıllık eşiyle hayatını sonlandırması, dini açıdan da tartışma konusu oldu.
Peki siz sevdiğinizle aynı anda ölmeyi seçer miydiniz?
"Ölüm Allah'ın emri, ayrılık olmasaydı" demiş ozan. Ama bana soracak olursanız; sevgi sadakate, ölüm acısı sabra, dostluk güvene emanettir. Ve en iyisini, en doğrusunu yine Allah bilir.
LGBT'nin kirli amacı deşifre oldu
TRT World cuma akşamı müthiş bir belgeseli izleyicilerle buluşturdu. True Colours (Gerçek Renkler) adlı belgesel LGBT'nin karanlık yüzünü ortaya çıkarttı.
TRT World'ün tüm dijital mecralarında yayınlanan belgesel serisi, LGBT lobisinin çeşitli alanlarda nasıl baskı oluşturduğunu, lobiler tarafından kârlı bir sektöre dönüştürülmesini, cinsiyet ideolojisinin dünyada yarattığı baskıları ve bu dayatmacı ideolojinin etkilerini mağdurlar ve tanıklar aracılığı ile gün yüzüne çıkarttı. 6 bölümden oluşan belgeselde farklı ülkelerden 6 tanığın kan donduran ifadeleri, yorum katılmadan tarafsız bir şekilde dijital ortama taşındı.
Karanlık lobinin şimşeklerini üzerine çekmemek için pek çoklarının sessiz kalmayı tercih ettiği, adına sanatçı denilen bazı kişilerin menfaat uğruna LGBT'ye destek verdiği şu sahte dünyada TRT World'ü cesareti ve kararlılığı nedeniyle kutluyorum.
"Otomobilsiz Gün" bize yakışır
Kolombiya'nın Bogota kentinde geçen hafta sıra dışı bir gün yaşandı. Her yıl şubat ayının ilk perşembesinde organize edilen "Otomobilsiz Gün" uygulamasıyla özel araçlar trafiğe çıkmadı. Böylelikle kent bir günlüğüne de olsa egzoz gazından kurtulup nefes aldı. İnsanlar da kah yürüyüp kah bisiklet kullanarak hem spor yaptı hem de stres attı. Yakıt tasarrufu da cabası.
Acaba diyorum biz bu uygulamayı bir adım ileriye götürsek, İstanbul'da her ayın ilk perşembesi özel araçlarımızı yola çıkarmasak nasıl olur?
En azından bir günlüğüne denesek iyi olmaz mı?
Ne haber Coni?
ABD'de yaşanan eyaletler arası anlaşmazlığı gülümseyerek izliyorum. Teksas, birlikten ayrılmak istiyor. Meksika sınırıyla ilgili federal hükümete kafa tutuyor vs... ABD halkı panik halinde. Yeniden bir iç savaş tehlikesinin senaryosu yazılıyor. Hatta 26 Nisan'da gösterime girecek Civil War (İç Savaş) filmi için "dağılmanın provası" yorumları yapılıyor. Film, 19 eyaletin birlikten ayrılmasıyla ABD'nin nasıl çöküşün eşiğine geldiğini anlatıyor. Gülümsememin sebebine gelince: Yılllardır bizi bölüp parçalamak isteyen örgütlere silah, teknoloji ve istihbarat sağlayan, Türkiye'deki darbelerin arkasındaki isim olan ABD, "parçalanmanın" ne demek olduğunu bizzat yaşamalı ki, bir daha dünyayı karıştırmayı aklının ucundan bile geçiremesin. Başkasına reva gördüğünü yaşamadan bu dünyadan ayrılmak var mı?..
Gaf kürsüsü
Show Ana Haber'de Türkçe engelli KJ operatörü "Mezbaha" kelimesini "Mezba" şeklinde yazıverdi.
Zap'tiye
"Eski sevgilinin hediyesini sat, yenisine götür" sloganıyla Eski Sevgili Pazarı kurulmuş. İlişkilerin ipliği hiç bu kadar pazara çıkmamıştı.
Ne demiş?
Bir Sevgililer Günü kazası: (Mesaj) - Sevgililer Günü'n kutlu olsun aşkım. - Ercan abi yanlış oldu galiba ben Fuat. - Toplu mesaja seni de eklemişim, pardon. - Saygılar abi.