Tolga Karel'in ülkemizin lâyıkıyla yerini ve değerini bulamamış yetenekli oyuncularından biri olduğuna inanırım. Bunda kendi kabahatleri de vardı elbette ama başından geçen olumsuzluklar onun özündeki "iyi insanı" bozamadı çok şükür.
Hem iş hem de özel hayatındaki çalkantılardan kurtulmak için uzağa gitti, çok uzağa, ta Kuzey Amerika'ya... Hiçbirimizin aklına gelmeyecek bir işe soyundu, TIR şoförlüğüne...
Benim tanıdığım tüm uzun yol sürücüleri ayrı bir filozoftur. Çünkü kendi kendileriyle yüzleşecekleri, hayatı uzun uzun tahlil edecekleri çok zamanları olur. Belli ki sevgili Tolga'nın da doğruyu bulmak için kendini yollara vurması lazımmış. Tıpkı eskinin feylesofları, dervişleri, ermişleri gibi...
Peki bütün bunları niye mi yazdım? Tolga ve şahane ailesinin muhteşem yılbaşı fotoğraflarını gördüğümde karar verdim yazmaya... Sanki fotoğrafın pikselleri, mutluluğun tüm renklerini içinde barındırıyordu.
Demek ki neymiş? Şebnem Ferah'ın Sil Baştan şarkısında söylediği gibi: "Sil baştan başlamak lazım bazen, hayatı sıfırlamak..."
Kendinde bir türlü yeniden başlama cesaretini bulamayanlar, bu fotoğrafa bir kez daha baksın.
Farelere bakışım değişti
TRT Belgesel'de izlediğim Doğu'nun Kayıp Silüetleri belgeseli, Mickey Mouse dışında pek hazetmediğim fare tayfasına bakışımı kökten değiştirdi.
Belgesel, Kamboçya topraklarının kara mayınlarından temizlenmesi için yapılan çalışmaları anlatıyordu. Kamboçya iç savaşında Kızıl Kmerler'in yerleştirdiği mayınlar yüzünden 2 milyon kişi ölmüştü. Şu anda ülkede mayınlar yüzünden uzuvlarını kaybeden 40 bin ampute insan yaşıyordu.
Mayınların tesbiti ve imhası için bir uluslararası kuruluş, Afrika dağ farelerini (daha doğrusu kedi büyüklüğünde sıçanları) kullanıyordu. Bir yıl boyunca patlayıcı kokusuna reaksiyon vermek için eğitilen hayvanlar, 6 yıl kadar hizmet verebiliyorlardı. Ancak küçük bir sorunları vardı. Genellikle toprak altında yaşadıkları için kulakları ve kuyrukları güneş ışınlarına karşı çok hassastı. Bu nedenle araziye çıkmadan önce görevliler, küçük mesai arkadaşlarına bolca güneş kremi sürüyorlardı. Elektronik bir dedektör, tenis kortu büyüklüğünde bir alanı 3 günde tararken, bir fare bu işi 30 dakikada bitiriyordu.
Kamboçya belki de onlar sayesinde "Mayınlar Ülkesi" olarak anılmaktan kurtulacak.
Düğmelerin gizemi
Bir belgesel sayesinde öğrendim. Neyi mi? Neden erkeklerin düğmelerinin sağda, kadınlarınkinin solda olduğunu.
Efendim malum, düğmelerin hayatımıza girdiği yıllarda erkekler kılıç taşırlardı. Sol taraftaki kılıç, kınından çekilirken cekete takılmasın diye erkek düğmeleri sağ tarafa dikilirdi. Kadınlara gelince: Onlar için düğme iliklemek zor.
Çünkü bu işlem için sol ellerini kullanmak zorundalar. Ama burada küçük bir ayrıntı var: Kadınlar düğmeleriyle genellikle kendileri uğraşmaz. Bunu ya hizmetçilerine ya da eşlerine yaptırırlar. Bu nedenle kadın düğmeleri, ilikleyip açan ikinci kişinin rahat edebileceği yöne yani sola dikilmiştir.
Benden duymuş olmayın ama kadınların ayar düğmeleri de sol taraftadır. Kalplerinin olduğu yerde...
Gaf kürsüsü
Değerli okurum Muharrem Akduman. Ben Bilirim'de sorulan "Mideye giren kramp?" sorusunun cevabını (Spazm) bilemeyen doktoru üzüntüyle not etmiş.
Zap'tiye
Dilan-Engin Polat çiftine istekleri üzerine cezaevinde pembe oda tahsis edilmiş. Kara paraya, pembe oda... I-ıh, olmamış...
Ne demiş?
Yıllar sonra yeniden Batman rolü teklif edilen aktör George Clooney gerçekçi konuştu: "Dünyada beni o role döndürecek yeterince ilaç yok."