İsrail'in Gazze katliamı henüz sona ermeden dünyanın en kirli savaşı olarak tarihe geçti. Bugüne kadar yazılı olan ve olmayan tüm savaş kurallarını dümdüz eden İsrail, katliam mağduru mazlum bir halk olmaktan çıkıp, katliam yapan bir ulus haline dönüştü.
Neler yapmadılar ki?
Hastaneleri, okulları, çocuk parklarını, üniversiteleri, ambulans konvoylarını bilerek, isteyerek, hedef gözeterek vurdular. Çaresiz sivilleri güneye gitmeye zorladılar ama kafileleri yoldayken bombaladılar. Elektriği, suyu, yakıtı, haberleşmeyi kestiler. Yardım konvoylarının kente girişine engel oldular. Yahu yardım TIR'ını bile vurdular, ötesi var mı? Savaş suçu sayılan, kullanımı yasaklanan fosfor bombasını mülteci kamplarının üzerinde patlatıp kadınların, çocukların ciğerlerini kavurdular. Masum sivillerin evlerini gece yarısı basıp, çoluk çocuk katlettiler. Gazetecilerin, doktorların evlerini tespit edip, bombalayarak ailelerini öldürdüler. Kan bankasını vurdular, kan bankasını...
Bir katliam daha ne kadar kirli olabilir ki? Yazarken köşemin kirlenmesine bile tahammül edemiyorum...
İsrail'in büyük kâbusu
Hamas; Filistin'in özgürlüğü ve İsrail'in işgalini durdurmak için cansiperane savaşıyor. İki büyük silahları var: Birincisi sarsılmaz imanları, ikincisi kendi ürettikleri Yasin 105 roketleri. Onunla tünellerden çıkıp, işgal ordusunun zırhlılarını keklik gibi avlıyorlar.
İsrail'in tam korunaklı, çift zırh katmanlı tanklarını dahi tek atışta delen Yasin- 105 anti tank roketleri, yer altı tünellerinin ardından İsrail ordusuna büyük korku salan ikinci unsur oldu.
Hamas, özel olarak tasarlanan Yasin 105'i, Rusların Tandem 85 roketinden ilham alarak İsrail'in ünlü Merkava tanklarına yönelik bir tehdit haline getirdi. Jordan News'e göre, Yasin 105 roketi, Hamas'ın Gazze'deki silahlı kolu İzzeddin El Kassam Tugayları tarafından geliştirildi. Bu roketler ilk olarak 7 Ekim'de Gazze Şeridi'ndeki yerleşimlere karşı başlatılan El Aksa Tufanı savaşında kullanıldı.
Yasin 105 mermisi, ağır zırhlı araçlara karşı etkili olmasını sağlayan çift savaş başlığı tasarımına sahip. Bir RPG fırlatıcısından fırlatılan bu roket, zırhı delebilir, bir aracı içeriden yok edebilir ve 150 metrelik etkili menzile sahiptir. 4,5 kilogram ağırlığındaki bu silah, kara kuvvetlerine ölümcül ve etkili bir seçenek sunuyor. Ayrıca dış zırhı deldikten sonra katı demiri 60 santimetreye kadar delebiliyor.
Nerede yurdumun gazozları?
Konya seyahatimiz sırasında 40 yıllık dostum Sabah'ın usta spor yazarı Gürcan Bilgiç ile keyifli bir nostalji yaşadık. Mevlana Türbesi'nin karşısında, yeni restore edilen çarşıdaki Gazoz Market'e uğradık. Bir anda tüm çocukluğumuz gözlerimizin önüne serildi. Eskiden yazlık sinemalarda yudumladığımız, uğruna maçlar yapıp helâk olduğumuz o yerli içeceklerle zaman yolculuğuna çıktık.
Malum, boykot edilen İsrail malları arasında bazı gazlı içecekler en başta yer alıyor. Hatta içimizde o kolaları marketten kasa kasa satın alıp, sırf protesto olsun niyetiyle sokağa boşaltarak boykotu son derece manasız seviyelere taşıyanlarımız bile oldu.
Buradan zincir marketlere çağrıda bulunuyorum: Yurdumun eşsiz tatları Niğde gazozunu, Ankara gazozunu, Ordu ve Düzce gazozlarını dizin raflarınıza. Hem İsrail bakakalsın, hem millet içtiğinden keyif alsın.
Gaf kürsüsü
Teve 2'deki Kelime Oyunu'nda "Fiyatta yapılan değer düşürümü, indirim anlamındaki Arapça kökenli söz nedir?" diye soruldu. Yarışmacı Hüseyin Bey'in soruya "El indirim" diye cevap vermesi üzerine sunucu İbrahim Selim gülme krizine girdi. (Doğru yanıt: Tenzilat)
Zap'tiye
Nuri Bilge Ceylan'ın 3 saat 17 dakikalık Kuru Otlar Üstüne filmine tahammül edip de eve dönüşte ışık daha yeşile dönmeden önündeki araca korna çalanları bir anlayabilsem...
Ne demiş?
"Vallahi böyle yaşamaktansa ölümü bekliyoruz. Askıya alınmış ölümü. Ya bizi öldürün ya da bırakın yaşayalım." (Sokakta röportaj yapılan bir Gazzeli'nin sözleri)