Sözüm meclisten dışarı. İşini lâyıkıyla yapanları tenzih ederek söylüyorum: Türkiye'de kolay para kazanmanın en kestirme yolu sanatçı menajerliğinden geçiyor. Özellikle de dizi sektöründe tercih edilen bir sanatçının menajerlik hakları elinizdeyse, altın yumurtlayan tavuk sahibisiniz demektir.
Dedim ya, bizim memlekette bu işi hakkıyla yapan gerçek profesyonel sayısı bir elin parmaklarını geçmez. Ne yazık ki hâlâ ünlülerin çantasını taşıyıp, araçlarının kapısını açarken diğer eliyle kameraları engellemeye çalışmayı menajerlik sananlar var.
Oysa gerçek menajerliğin yolu iyi bir halkla ilişkiler uzmanı olmaktan, vizyondan, birikimden geçer. Medyatik programını yaparken en büyük eforu, menajerlerin ketumluğunu aşmak için harcardım. Saçlarımdaki beyazların yarısı onların eseridir. En ünlü sanatçılardan görmediğim kaprisi onlardan görmüşlüğüm vardır. Sanatçıyı seninle görüştürmemek için dört takla atarlar, program davetimi sanatçının haberi olmadan yokuşa sürerler, köprü olacakları yerde dikenli tel olurlar ama sözde hizmet verdikleri sanatçının içkili kafayla sosyal medyada saçmalayıp kendini rezil etmesini engelleyemezler.
Dizi sektöründeki durum ise daha da felaket. İş bilmez menajerlerden yaka silkmeyen yapımcı, yönetmen, kanal yöneticisi yok. Üstelik kan emici gibi davranıyorlar. ABD başta olmak üzere pek çok ülkede menajer sadece bir kereye mahsus olmak üzere hem yapımcıdan hem oyuncudan para alırken, bizim dizi sektöründe ise her bölüm için yapımcıdan ayrı menajerlik ücreti talep ediliyor. Zaten dijital platformların şişirdiği oyunculuk ücretleri ile büyük ekonomik külfet altına giren kanal yönetimleri ve yapım şirketleri bu astronomik menajerlik talepleri yüzünden iyice zora giriyorlar.
Velhasıl, gözünü para hırsı bürümüş kişiler tarafından Yağma Hasan'ın Böreği'ne dönüştürülen dizi sektörü, bu yükü daha fazla kaldıramaz. Bu asla ve asla sürdürülebilir değil. Benden uyarması...
Para saçanlar nereden yönetiliyor?
Geçenlerde tuhaf giyimli birkaç kişi İstiklal Caddesi'nde etrafa para saçmış, vatandaş da o banknotların üzerine üşüşmüştü. Olayın nedeni, amacı, bu eylemi yapanların niyeti tam olarak anlaşılamadı. Ardından bu kez Arap kıyafetleri giyen biri yine İstiklal Caddesi'nde tomar tomar para savurdu. Ancak bu kez yapılan soruşturmada o kişinin Türk olduğu ve Araplara karşı antipati yaratmak amacıyla bu eyleme giriştiği ortaya çıktı.
Belli ki birileri "parayla" provokasyon peşinde. Amaçları çeşitli olabilir. Öncelikle paraya üşüşen sokaktaki vatandaş görüntüleriyle Türk milletini aşağılamak, küçük düşürmek niyeti taşıyabilirler. İkincisi, belli kesimleri hedef alarak halkın onlardan nefret etmesini sağlama amacı güdebilirler. (Gençler, Araplar, sığınmacılar vs.) Son olarak, toplumun katmanları arasına nifak tohumları ekerek, sosyal bir çatışmanın peşinde olabilirler.
Her üçü de birbirinden tehlikeli provokasyonlar. Bana soracak olursanız, bu masum süsü verilmiş tehlikeli eylemler tek bir merkezden yönetiliyor. Arkasını iyi araştıralım, teyakkuzda olalım.
Yeni Arda Güler geliyor
Şahane futbol yeteneğine U15 UTLC CUP'ta rastladım. Fenerbahçe U14 takımında forma giyen ve bu sezon 18 maçta 12 gol atıp, 20 asist yapan 14 yaşındaki Efe Fettahoğlu, takımıyla katıldığı turnuvada herkesi adeta büyüleyerek en iyi oyuncu seçildi.
Bunca yıldır spor yazarlığı yapıyorum, hayatımda bu kadar seri ve kıvrak çalım atabilen pek az yetenek gördüm. (İnanmayan, Efe'nin arama motorlarındaki videolarını izlesin.)
Bence rakip defans oyuncuları onun karşısına çakmadan önce deniz tutmasına karşı hap almalı.
Ne demiş?
Ceylan Ertem'den, Serdar Ortaç'ın albümünde yer alacak sanatçılara sert tepki: "Ahmet Kaya'ya çatal bıçak fırlatan adamın albümünde mi olacaksınız?
Gaf kürsüsü
"Erkeklerin yüzde 99'u şerefsizdir" diye paylaşım yapan oyuncu Merve Boluğur'a büyük tepki var.
Zap'tiye
Libya'da Kaddafi'ye benzeyen kişi otomobile binip halkı selamladı. Arkasında ise büyük bir konvoy oluştu. Allah, cümlesine akıl fikir ihsan eylesin!