Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YÜKSEL AYTUĞ

İyi ki vardın be Eren’im!..

Keşke "geçmiş zaman" kullanmayıp da, "İyi ki varsın Eren'im" diye yazabilseydim vaktinde... Çünkü genç yaşında teröristlerin kahpe kurşunlarına gelen Eren'in hayattaki tek dileği buydu. Hayatın üzerine üzerine geldiği bir günde "Biri de çıkıp iyi ki varsın Eren desin" diye yazmıştı.
Trabzon Maçka'da askerlere teröristlerin yerini göstermek isterken kahraman astsubay Ferhat Gedik ile beraber daha 15 yaşındayken şehit olan Eren Bülbül'ün hikayesini anlatan Kesişme: İyi ki Varsın Eren filmini, olayın yıldönümünde TRT 1 ekranlarında bir kez daha izledim. Bir kez daha ciğerim kavruldu.



Film gösteriminin, Güneydoğu'da 7 şehit verdiğimiz güne denk gelmesi de beni ekran başında nefessiz bıraktı. Kim bilir, o operasyonda şehit olan askerlerimizin de Astsubay Ferhat Gedik ve Eren Bülbül evladımızı aratmayacak ne hikayeleri vardı...
Eren'in de Ferhat'ın da öyle çok büyük hayalleri yoktu. Ferhat Astsubay tıpkı görev yaptığı Hakkari'de olduğu gibi, Trabzon'da da "insani değerlerini yitirmeden" teröristleri yanlış yoldan döndürmeyi hedefliyor, sonra da eşi ve üç çocuğuyla beraber olabilmek için Ankara'daki yeni görevine dönmek istiyordu. Eren ise hayattan çok şey beklemiyordu. Bir kurşun kalemi bile 10 kardeşiyle bölüşmek zorunda kalmıştı. Hepimizin beynine kazınan o nadide fotoğraflarını bile bölgeyi ziyaret eden bir Japon turist çekmişti. Tek isteği, "sevdaluğu" ile konuşabilmek için bir telefon edinmek ve sonra da asker olmaktı. Bir de... Onca kalabalığın içinde yapayalnızken "fark edilmek" istiyordu. O kadar... Oysa onu öyle bir fark edecektik ki, görse kendi bile inanmazdı...
Ama baktım ki, Eren'in ölüm yıl dönümünde onu ve Ferhat Astsubay'ı unutan pek çok kimse var. Başta da sözde memleket sevdalısı ünlüler... Sosyal medyalarından ota, çöpe yorum yazanlar, Eren'i ve Ferhat Astsubay'ı yine unutmuşlardı.
Eren Bülbül de bizim evladımız, Yasin Börü de, Berkin Elvan da... Hepsi için yüreğine ateş düşmeyen, bizden değildir...

Bir sunuculuk dersi
Evet, bir kez daha Kenan İmirzalıoğlu'ndan söz edeceğim. Adaşı Kenan Işık'ın bayrağını Atv ekranlarında en iyi şekilde taşıyan İmirzalıoğlu, her geçen gün tecrübe ve yeteneğinin üstüne koyuyor. İmirzalıoğlu özellikle soru aralarında yaptığı bilgilendirmelerle, genel kültürünün ne denli zengin olduğunu ortaya koyuyor. Spordan bilime, tarihten coğrafyaya ve sanata kadar hemen her konuda derin bir bilgi ve birikime sahip olduğunu gösteren İmirzalıoğlu bu görüntüsüyle koltuğunun hakkını fazlasıyla veriyor.



Kenan İmirzalıoğlu bu hafta da harika bir performans ortaya koydu. Özellikle kadın doğum uzmanına yöneltilen "Guinnes Rekorlar Kitabı'na giren en uzun aralıklı ikiz doğum kaç gün arayla olmuştur?" sorusunda uzmanın bile aklına gelmeyen "İlk doğum 5-6 aylıkken prematüre mi oldu acaba?" savıyla zihin kıvraklığını ortaya koydu. Ancak uzman bu büyük ipucuna rağmen "90 gün" doğru cevabını veremedi.
İmirzalıoğlu, ABD'de yaşayan pilot yarışmacı Mete Bey'in adeta sunumu provoke eden aşırı coşkusunu ve lüzumsuz konuşmalarını, kendine özgü nezaketi ve zekasıyla kontrol altına alıp, yarışmanın raydan çıkmasını önledi. Ben yarışmanın uluslararası yapım şirketinin yöneticisi olsam, Kim Milyoner Olmak İster'in ideal sunumunu örneklemek için İmirzalıoğlu'nun sunuculuk tekniğinin patentini alırdım.

Şeref kürsüsü
Bodrum Barlar Sokağı'ndaki Eve mağazası bunaltıcı havalarda seyyar klimasını sokağa çevirerek hayvanların da serinlemesini sağlıyor.



Ne demiş?
"Ne kadar yaşlı olursan ol, bugün bir daha olamayacağın kadar gençsin." (Anonim)

Zap'tiye
Eskiden benzincilerde minik kolonyalar hediye edilirdi. Böyle giderse parfümerilerde minik şişeler içinde benzin satılacak.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA